Pensilvanya’daki deccalin siyasi ayağı için AK Parti’yi ısrarla adres olarak gösterenler bilesiniz ki asıl siyasi ayakları gizlemeye çalışanlardır.
Pensilvanya’daki deccalin söylemleriyle birebir örtüşen “tiyatro/kontrollü darbe” argümanları üzerinden kimlerin siyasi sörf yaptığına bakarsınız FETÖ’nün kaftanına bürünmüş siyasi ayakları tanımakta zorlanmazsınız.
Biz kendi adımıza hiçbir zaman AK Parti içinde FETÖ’nün siyasi ayaklarının olmadığını söylemedik.
17/25 Aralık sürecinden başlayarak bu ayakları kestiğimizi ve 15 Temmuz’dan sonra da içimizdeki tüm uzantılarını kararlılıkla kazıdığımızı herkes biliyor.
17/25 Aralık’tan sonra, yani AK Parti liderinin talimatıyla kök kazıma operasyonlarına başladığımız andan itibaren FETÖ ile her alanda işbirliği yapmaya devam edenler asla masumiyet iddiasında bulunamazlar.
***
15 Temmuz gecesi darbeciler için tek laf etmezken, darbeyi püskürten yiğit halkımıza “tekbir getirerek adam boğazlayan katiller” diye hayasızca saldıranlar, yetmezmiş gibi darbenin Erdoğan tarafından kendi “diktatörlüğünü inşa” için yapıldığını söyleyen FETÖ ağızlıların kimin siyasi ayağı veya tetikçisi oldukları besbelli.
CHP’nin İstanbul İl Başkanlığı koltuğuna oturtulan “dişi militan”ın üstündeki kaftana herkes dikkat etmeli diyorum o yüzden.
O gece bu “dişi militan”ın FETÖ’cü hain darbeciler için attığı bir tek tweet yok.
Erdoğan devrilecek diye zil takıp oynadığından hiç kuşkum yok.
Kendisi gibi sevinen, büyük bölümünü CHP sempatizanlarının oluşturduğu beyaz seçkinlerin o gece yaşadıkları muhitlerde caddelere çıkan tankları nasıl alkışladıkları sır değil.
Kimi sahil beldelerinde de aynı sevincin sokaklara nasıl taşındığı da...
Bu “dişi militan”ın hevesi kursağında kalıyor tabii.
Bizler tankların karşısında kefenimizi giymiş vuruşurken o darbenin akamete uğratılmasından duyduğu rahatsızlığı açığa vurmakla meşgulmüş meğer!
15 Temmuz’un sabahında FETÖ’cü darbecilerin yenildiği artık belli olmuş.
O yenilgiyi sağlayan “Allah u Ekber” nidaları, yani tekbirler besbelli “dişi militan”ı çok rahatsız etmiş olmalı ki attığı tweetlerin birinde “Tekbir getirerek adam boğazlayan caniler, inandığınız Allah’ınız belanızı versin!” demekten kendini alamıyor.
Kendisi Allah’a inanmıyor olacak ki bu saygısız dili esas alabiliyor...
Münkirliği bizi rahatsız etmez.
Kendi tercihidir.
Lakin bela yağdırması nasıl bir öfkeyle kudurduğunu gösteriyor.
Nedense aynı öfkeyi FETÖ’cü darbecilere göstermiyor.
En fenası, kafası kesilen veya boğazlanan hiç kimse olmadığı halde oturduğu yerden yalan üretip algı operasyonu yapıyor.
Darbe girişiminin katliama dönüştüğü saat 23 sularında attığı tweette, “Alın size nur topu gibi bir mağduriyet daha” diyerek darbenin Erdoğan tarafından tertiplendiğini ima ediyor.
Hızını alamıyor, “Darbe yapılacaksa onu da biz yaptırırız” demiş olabilir mi?” biçiminde daha net bir mesaj veriyor.
Tabii soru formatına dönüştürdüğü bu ifadelerle F.Gülen ve Kılıçdaroğlu’ndan önce “Tiyatro/Tertip/Kontrollü darbe” argümanını dile getirmiş oluyor.
Bay Kemal FETÖ’cü darbecilerin açtığı koridordan kaçıp sığındığı korunaklı evde televizyon seyrederken, işbu “dişi militan” boş durmayıp “kontrollü darbe” söyleminin zihni altlığını oluşturuyormuş demek ki...
FETÖ kaftanına bürünmüş darbeseverlerin CHP içinde sadece bu “dişi başkan”dan ibaret olduğunu sananlar yanılıyorlar.
Bakınız hâlâ CHP içinde siyaseten etkili ve yetkili konumda olan Prof. titrli milletvekili Gaye Usluer, Mısır’da darbeyle seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’nin devrilmesinden hemen sonra attığı tweette aynen şöyle diyordu: “Sıra Türkiye’nin Mursi’sinde...”
Türkiye’nin Mursi’si dediği Erdoğan’ın 15 Temmuz gecesi devrilmek istenmesi karşısında bu zihniyet sahiplerinin derinden sevinmediğini söylemek ne kadar doğru değilse, CHP içinde sahiden darbeye karşı olan kimselerin olmadığını iddia etmek de doğru değildir.
CHP’nin içinde FETÖ kaftanına bürünmüş darbesever FETÖ’cülerin giderek etkili pozisyonlara getirilmeleri düşündürücüdür.
Hem Pensilvanya’yaki deccale hem de HDP eşbaşkanına militanca bir üslupla selam yollamak manidar bir siyaset örneğidir.