FETÖ en büyük zararı İslam’a ve Müslümanlara vermiştir. Dini kisve ile toplum karşısına çıkmış; muhtelif faaliyetlerle toplumun dikkatini çekmiş; sempatizan toplamış ama sonuçta bir emperyalist istihbarat örgütünün kuklası olduğu ortaya çıkmıştır.
Maalesef İslam karşıtları bu hain örgütü bahane ederek hem İslam’ı hem de bütün İslami cemaatleri itham etmeye başlamıştır.
‘Sui misal emsal olmaz’ kuralı gereğince kötü örnek emsal teşkil etmez ama asıl gayesinden sapıp mal ve mevki peşinde koştuğu izlenimi bırakan cemaatlerin, daha dikkatli olması gereken hassas bir dönemdeyiz.
Dini cemaatler ve tarikatlar bu ülkenin ruhudur. Ülkenin ruhu öldüğünde bedenini teslim almanın önünde engel kalmaz.
SAHİH İSLAM ALDATMAZ
Hak Tarikatların tek hedefi iyi ahlaklı Müslüman yetiştirmektir. Örnek aldıkları tek şahsiyet “Yüce ahlakî değerleri tamamlamak için gönderildim.” buyuran Hz. Peygamberdir.
Hak tarikat en mükemmel insan olan Hz. Peygamber’e benzemek için onun sünnetini ihya etmeye çalışır. Asıl hedef ahlaklı Müslüman yetiştirmektir. Zikir meclisleri ve benzeri etkinlikler işin ayin kısmıdır.
İyi ahlaklı Müslüman ise bulunduğu ortamda kimseye zararı dokunmayan aksine bulunduğu ortama faydalı olan insandır.
(İzoterik dini yapı oluşmaması için ve sahih İslam’ı muhafaza için bütün cemaat ve tarikatları kontrol altına alacak resmi bir kurum ihdası gerektiğini daha önce bu sütunda yazmıştım.)
Bu itibarla yalan söyleyen, takıyye yapan, İslam’ın helal ve haramlarına riayet etmeyen, başkasının hakkını gasb eden birisinin Müslümanlığı şaibelidir. Onu öyle yetiştiren cemaat ise kesinlikle İslam’ı temsil edemez.
FETÖ ZARAR VERMİŞTİR
FETÖ denen örgüt maalesef cemaat kisvesi altında, paralel yapılanmasıyla, hak hukuk tanımayan icraatlarıyla, kurduğu kumpaslarla ve 15 Temmuz kalkışmasıyla bu ülkeye ve dünya Müslümanlarına en büyük zararı veren yapı olarak tarihe geçmiştir.
Bu örgütün gerçek yüzünü gören iktidar, 2012’den bu yana amansız bir mücadele vermektedir. Devletin kılcal damarlarına kadar sızmış bu örgütle mücadele halen devam etmektedir. Her gün yeni kripto elemanlar tespit edilmektedir.
Silahlı başkaldırı güçleri kalmamış olsa da hem yurt içindeki mensupları hem yurt dışındaki yönetici kadrosuyla hiç biri şey olmamış gibi faaliyetlerine devam etmektedirler.
Bunlara karşı teyakkuz içinde olmamız gerekirken bu durumu istismar eden kimi çevrelerin bütün cemaatleri aynı kefeye koyup devlet dairelerinden tasfiyesini öngören söylem ve propagandaya karşı da teyakkuz halinde olunmalıdır.
YENİ FETÖLERE FIRSAT VERİLMEMELİDİR
Eğer devletin fark edemediği FETÖ benzeri yapılanmalar varsa bunu ilgili mercilere ihbar etmek herkesin vatandaşlık görevidir. Bu tavsiyemin muhbirliği teşvik olarak algılanmasını istemem. Bir cinayete engel olmak ne kadar doğruysa benzer örgüte engel olmak da o kadar doğrudur demek istiyorum.
Bu hususta ikaz yaptığını söyleyenlerin isim ve adres vererek devleti ikaz etmesi gerekir. ‘Biri gitti bini geldi’ diyerek yuvarlık cümlelerle bütün cemaatleri töhmet altında bırakmak faydadan çok zarar getirir, örgüt ile mücadeleyi de sulandırır.
Eşcinselliği bile savunacak kadar toplumun değerlerine yabancı olan çevrelerin, FETÖ’yü gerekçe göstererek dindarları aşağılama gayreti içinde olduklarını görüyoruz.
Tek hedefi iyi ahlaklı Müslüman yetiştirmek olan dini cemaat ve tarikatların hepsini töhmet altında bırakma çabalarına alet olmamak için de çok dikkatli olmamız lazımdır.
Evet, FETÖ benzeri yapılanmalara karşı dikkatli olunması lazım ama bütün dini cemaatleri ve tarikatları aynı kefeye koymak bu ülkenin ruhuna kastetmektir.
Ruhsuz beden ölü bedendir!