Son yazımda FETÖ ile mücadele daha yeni başlıyor demiştim... Artık dosyalar olgunlaşma aşamasına geldi ve hepsi teker teker dökülüyor. Zaman ve Cihan’a kayyum kararını diğer FETÖ medya kurumlarına kayyumlar takip edecek. FETÖ’ye 1 Ocak 2014 tarihinden sonra da düzenli olarak para göndermeye devam eden ve dolayısıyla terörizmi finanse eden Boydak’lara ve ardından aynı şekilde 1 0cak 2014’ten sonra FETÖ’yü finanse etmeye devam eden Naksan’a operasyon yapıldı. Ardından dün de İzmir’de önemli operasyonlar geldi. FETÖ operasyonları daha da artarak devam edecek. 1 Ocak 2014 sonrası, yani artık Fethullahçıların Türkiye’ye düşman bir suç örgütü olduğunu tüm Türkiye gördükten sonra hala bu örgüte yardım ve yataklık etmek suçtur. 1 Ocak 2014 öncesinde yardım yapılmış ve fakat sonra bıçak gibi kesilmişse mesele yoktur. Bu bağlamda 1 Mart 2014’teki TUSKON ihanet toplantısına katılım da çok açık suç kanıtıdır. O toplantıya katılan ve FETÖ yöneticisi Rıza Nur Meral’in tamamı suç içeren terörist konuşmasını ayakta alkışlayan tüm işadamları suçludur. Bu işadamları yargı sürecinde FETÖ’ye dair tüm bağlantıları ile geçmişte tanık oldukları ve işledikleri suçları dürüstçe anlatırlarsa ilgili yasalardan yararlanırlar. Yok Boydaklar gibi FETÖ gerçeklerini inkar etmeye ve yalan söylemeye devam ederlerse yapacak birşey yok.
1 Ocak 2014’ten sonra hala Fethullah’ın ayağına Pensilvanya’ya gidenler ve Fethullah’a biat edenler açıkça suç işlemiştir ve bunların tam listesi ilgili devlet kurumlarında vardır. 1 Kasım 2015’e kadar FETÖ’ye destek olup 1 Kasım’da yüzde 50’yi görünce “Bizler bu konuda çok ciddi yanılgıya düşmüşüz, aldatılmışız maalesef” diye kıvıranlar elbette hukuktan kurtulamayacaklar. Öte yandan Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu tarafından birkaç raporla tespit edilen sıkıntılı bir durum daha var. Bu konuda da şu an özel bir ekip çalışıyor ve tam yetkiyle takip ediyor süreci. 1 Mart 2014 ihanet toplantısının katılımcısı FETÖ mensubu kriminal işadamları görevde olan Emniyet Müdürlerine, savcılara, hakimlere, AK Parti’li siyasetçilere büyük paralarla rüşvetler öneriyorlar. Maalesef bu iğrenç ve ahlaksız teklifleri kabul edenler oluyor. Bu köşeden herkesi uyarmak isterim ki, rüşvet karşılığı ya da başka şahsi ilişkiler sebebiyle FETÖ mensuplarını korumaya ve kollamaya çalışanlar da suçludur. Bu çok açıkça terör örgütüne yardım ve yataklık suçudur ve bedeli 7.5 ila 15 yıl arası hapis cezasıdır. Büyük harfle olan DEVLET kim olurlarsa olsunlar bu suçu işleyenleri affetmeyecek. Öte yandan büyük harfle olan DEVLET özellikle bu süreçteki tüm polisleri, savcıları, hakimleri, kaymakamları ve valileri takip ediyor. FETÖ’den rüşvet kabul ederlerse hayatları bitecek. FETÖ finansörlerini koruyanlar kollayanlar ile FETÖ’den menfaat sağlayıp operasyon yapmayan polisler ve savcılar da bu süreçte yargılanacaklarını bilsinler. FETÖ Türkiye tarihinin gördüğü en tehlikeli terör örgütüdür. FETÖ ile mücadele bu kadar hassas ve önemli bir süreçtir. FETÖ ile mücadeleye yoz para ilişkileri karıştırılamaz...
Türkiye tarihi derken 93 yıllık Cumhuriyet tarihinden bahsetmiyorum. Bu coğrafyadaki 1000 yıllık tarihimiz içinde FETÖ kadar tehlikeli terör örgütü Fethullah kadar sinsi ve kalleş bir teröristbaşı görülmemiştir. ABD için Usame Bin Ladin neyse Türkiye için Fethullah aynıdır. Fethullah Usame’nin sinsi halidir. Zihniyetleri özünde aynı radikalizmi içermektedir. Dolayısıyla sadece Türkiye için değil Batı uygarlığı için de tehdittir Fethullah ve örgütü. Zaten 5 yıl içinde tüm dünyada Fethullah’ın Usame’den çok farklı algılanmayacağını göreceksiniz. Fetö gerçeğini çok iyi bilen Dünyaca ünlü hukukçu Robert Amsterdam’ın önemini bu süreçte herkes anlayacak...