Türkiye tarihinde FETÖ çapında tehlikeli bir terör örgütü yoktur. Şu güne kadar mücadele ettiğimiz terör örgütlerinin tamamını üst üste toplasanız Fethullahçı terör örgütü kadar tehlikeli değildir. Türkiye tarihi derken 93 yıllık Cumhuriyet tarihinden bahsetmiyorum. Bu coğrafyadaki 1000 yıllık tarihimiz içinde FETÖ kadar tehlikeli terör örgütü Fethullah kadar sinsi ve kalleş bir teröristbaşı görülmemiştir. İşte o yüzden ABD Büyükelçisi John Bass’a buradan bir daha sesleniyorum. Hem siz hem de tüm ABD yönetimi bilmeli ki ABD için Usame Bin Ladin neyse Türkiye için Fethullah aynıdır. Fethullah Usame’nin sinsi ve güler yüzlü halidir. Zihniyetleri özünde aynı radikalizmi içermektedir. Dolayısıyla sadece Türkiye için değil Batı uygarlığı için de tehdittir Fethullah ve örgütü. Zaten 5 yıl içinde tüm dünyada Fethullah’ın Usame’den çok farklı algılanmayacağını göreceksiniz. Eğer Mr.Bass yarım saatini ayırır ve dünyaca ünlü hukukçu Robert Amsterdam ile görüşürse zaten dediğimi anlar. Amsterdam tüm kanıtlarıyla Fethullahçı suç örgütünü kendisine anlatır...
İşte bu FETÖ ile mücadelede çok önemli iki aşama geçirdi Türkiye geçen hafta. Birincisi Zaman başta olmak Feza Medya Grubu’na mahkeme kararıyla kayyum atandı. Bu kayyum kararını veren hukukçular bu ülkenin şeref tarihine geçti. Bu grup Fethullahçı terör medyasının karargahıydı. İkincisi de FETÖ’ye finans sağlama ve FETÖ’nün türlü zorba yöntemlerle topladığı kayıt dışı kara paraları aklama konusunda en çok ismi geçen şirketlerden birinin iki tepe ismi tutuklandı. 3 yıldır sürekli yazdığımız gibi evrensel hukuka göre terör örgütlerinin medyası olamaz ve terör örgütlerine finansman sağlamak da terör örgütü üyesi olmakla eşdeğer suçtur. Zaman’a yapılan operasyon hukuken sonuna kadar meşrudur ama iş burda bitmemiştir. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın resmi kararıyla Türksat Samanyolu’nu hattan düşürmüştür ama bu grup illegal yayınlarına devam etmektedir. Sulh Ceza Hakimliklerimiz hukukun emrettiği şekilde Samanyolu grubuna da yakında kayyum atayacaktır. Ayrıca kayyum atanan Akın İpek medyası, Canerzincan ve Özgür Düşünce adlı iki yasadışı yayın organıyla Türkiye’ye saldırmaya devam etmektedir. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı yakında vereceği kararla Canerzincan’ı Türksat’tan düşürmesi için bu kuruma resmi yazı gönderecektir. Aslında Başsavcılığa kalmadan elindeki büyük yetkilerle RTÜK bunu yapabilirdi hala yapabilir. Daha geçtiğimiz ay RTÜK çeşitli gerekçelerle Türksat’tan birçok kanalı düşürttü ama aynı RTÜK yargılanması kesinleşen Hikmet İnce’nin öncülüğünde FETÖ’yu korumaya devam etmektedir. Defalarca yazdığımız gibi RTÜK bir FETÖ karargahı olmuştur ve elbette bunun bedeli ödenecektir. Daha geçen hafta RTÜK yine AHaber’e ceza yağdırdı. RTÜK Başkanı İlhan Yerlikaya bu gaflet ve delaletten ne zaman uyanacak? Başkan diğer muhalif 5 üyeye sığınamaz, çünkü gündemi belirleme yetkisi kendine aittir. RTÜK Başkanı Yerlikaya istemezse o cezalar olmaz. RTÜK Başkanı isterse de FETÖ o kurumda barınamaz. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar gereğini yaptı ve FETÖ’ye destek veren Muharrem Köse’yi görevden aldı. RTÜK Başkanı da gereğini yapmak zorundadır...
Öte yandan Sulh Ceza Hakimliklerimiz FETÖ’nün diğer organları Meydan gazetesi Canerzincan-ÖD gazetesi ve Yarına Bakış’a da ve tüm Fethullahçı internet sitelerine de kayyum atayacaktır. FETÖ ile organik bağı olan medya hukuken olamaz. Aynı şekilde terör örgütlerinin üniversiteleri ve okulları da olamaz. RTÜK gibi görevini yapmayan bir kurum da YÖK’tür. YÖK Başkanı Yekta Saraç garip bir şekilde FETÖ konusunda kılını kıpırdatmıyor. Saraç bu gaflet ve delaletine devam ederse çok açık söylüyorum tıpkı Çetinsaya gibi görevinden alınacak. Son çıkan yönetmelikle YÖK’ün 17 FETÖ üniversitesine birden el koyma yetkisi vardır ve başta Fatih Üniversitesi olmak üzere hepsine birden el konulacaktır. Bu arada Sulh Ceza Hakimliklerimizin FETÖ üniversitelerine ve okullarına da kayyum atama yetkisi vardır ve gerekirse devreye girecektir. FETÖ’ye finans sağlayan şirketler ve işadamları konusunda kriter 1 Ocak 2014 tarihidir. Savcılarımız bu tarihten önce yapılan yardımların peşinde değil ama bu yapının suç örgütü olduğu netleştikten sonra hala finans desteği sağlayanlar hala Fethullah’a gidip biat edenler suçludur. 1 Kasım 2015’e kadar FETÖ’ye destek olup 1 Kasım’da yüzde 50’yi görünce -Bizler bu konuda çok ciddi yanılgıya düşmüşüz, aldatılmışız maalesef- diye kıvıranlar elbette hukuktan kurtulamayacaklar. Kayseri Emniyeti ve Yargısı doğru yapmıştır. Diğer il emniyetleri ve yargıları da bu yönde gitmelidir. Özellikle 1 Mart 2014 tarihindeki TUSKON ihanet toplantısına katılıp Fethullah’ın Türkiye’ye olan savaşını alkışlayanların hiçbiri adaletin pençesinden kaçamaz. Bu TUSKON hainleri görevde olan Emniyet Müdürlerine, savcılara, hakimlere, AK Parti mensuplarına ve AK Parti’ye yakın bilinen işadamlarına yalvarıyor ve büyük paralar öneriyorlar. Büyük harfle olan DEVLET bu süreçteki tüm polisleri, savcıları, hakimleri ve işadamlarını takip ediyor. FETÖ’den rüşvet kabul ederlerse hayatları biter.