Soyut iddialar her zaman taraftar toplar.
Soyut talepler herkesin takdirini toplar.
Adalet gibi.
Özgürlük gibi.
Eşitlik gibi.
Bu taleplerde bulunanların gerçekte adalet, özgürlük ve eşitlik isteyip istemediklerini sorgulamak gerekir. Geçmişte söylediklerine ve yapıp ettiklerine bakmadan bu soyut iddia ve taleplerde bulunanların arkasına takılanlar bir de bakarlar ki götürüldükleri yer, amaçladıkları yer değildir.
Adalet dövizinin arkasına sığınıp yürüyenlerin niyetleri ve amaçları hiç kuşkusuz talep ettiklerinden daha önemlidir. Aksi takdirde başkalarının katarı olmak gibi ağır bir vebalin altına girilir. Hz. Ali'nin ordusuna karşı yenileceğini anlayan Muaviye'nin, mızrakların ucuna Kur'an sahifeleri yerleştirip "Aramızda Kur'an hakem olsun!" önerisinde bulunması gibi. Görünür soyut talep, haklı bir talep. Lakin ardındaki hile, Kur'an'ın ruhuna aykırı. Bu talebin arkasındaki gizli niyet ve amaç, savaş meydanında yenilmeyen Hz. Ali'nin, bir hileyle alaşağı edilmesidir.
Nitekim olan da tam bu olmuştur. O yüzden hileleri görmek gerek. Siyasi hilelere kurban olmamak gerek. Görünürdeki taleplerin, gerisindeki hamleleri görmek gerek. FETÖ tecrübesinden hâlâ ders almayanlar, FETÖ'ün hilelerine yenik düşebiliyorlar. Kimileri görünürdeki taleplere aldanarak, kimileri kişisel hırs ve intikam güdüleriyle, kimileri de kendi mahallesindekilerden farklı olduğunu göstermek adına başka niyetlerle açılan dövizlerin peşinde yürüyebiliyorlar.
Veya bu pankartların altında o gizli niyetler için yürüyenlere övgüde bulunabiliyorlar. Geçmişte ve hâlihazırda bizim mahallede bulunan kimi zevattan bahsediyorum. Bakıyorum da bazıları FETÖ'nün siyasi ayaklarıyla beraber yürüyorlar. Bakıyorum kimileri de övgü yarışına giriyorlar.
"Adalet" üstüne hepimizin katılacağı sözler eşliğinde. Veya her birimizin haklı olarak eleştirdiği kimi yargısal işlemler veya sorunlar üzerinden. "Mağduriyet" vurgulu, aşırıya kaçan uyarıları da cabası. Hiçbirimiz mağduriyet yoktur demiyoruz ki! Ama mağduriyet söylemi tam da FETÖ'nün imal ettiği bir şey. Nitekim mahkeme süreçlerinde de bu bariz bir biçimde görülüyor.
Darbe yapanlar bile masum ve mağdur! 17-25 Aralık sürecinden sonra FETÖ'ye yönelik operasyonlar başladığında da bu "mağduriyet söylemi" dillendirilmişti. Hatta bunu dile getirenler "cadı avı"ndan bile bahseder olmuştu. Şimdi FETÖ'nün kökünün kazılmak istendiği bir dönemde bu söylem farklı biçimlerde mahallemizdeki kimi zevat üzerinden tekrar tedavüle sokulmuş görünüyor. "Adalet yürüyüşü"ne kimi eskilerimizin verdiği destek veya hâlihazırda yanımızda olanlardan bazılarının dizdiği methiyeler bunun göstergesi. Bunu söylemek, hiçbir şekilde mağduriyet olmadığı anlamına gelmediği gibi yargıda da hiç bir sorun olmadığı anlamına gelmiyor. Kiminle el ele verdiğiniz veya kimin gizli amaçları doğrultusunda yürüdüğünüz çok önemli.
***
FETÖ'de hile çok. FETÖ'nün türlü kılıklardaki ayakları da... Kafalarını aynı amaç için nasıl da bulundukları yerden çıkarmaya başladılar baksanıza. Mızrakların ucuna geçirilmiş adalet hilesini görmeyenler yem olurlar. Abdülhamid'e karşı yürüyenlerin içinde de iyi niyetliler vardı. Abdülhamid'e karşı "hürriyet" talebinde bulunan İttihatçıların safında da İslâmcılar ve dönemin meşhur din âlimleri vardı.
"İstibdat rejimi"ne karşı "hürriyet" için yürüyorlardı! Sahi kim "istibdat"a karşı " hürriyet" talep etmez ki! Şimdi ise Erdoğan'a karşı yürüyorlar. "Diktatörlük rejimi"ne karşı "özgürlük" ve "adalet" için yürüyorlar güya! FETÖ'nün siyasi ayaklarının yanında yürüyenlerin veya bu yürüyüşü methedenlerin içlerinde "bizim mahallenin eski İslâmcıları" da var. Bu yürüyüşü "sivil" ve "barışçı" diye övenler, bu yürüyüşü geçmişteki el ele yürüyüşümüzle benzeştirenler, dahası geçmişteki yargı mantığı ile bugünkü yargı mantığının aynı olduğunu iddia edenler bilerek veya bilmeyerek Erdoğan'ı ve AK Parti Hükümeti'ni nereye oturtmuş oluyorlar acaba?
Zalim-mazlum denkleminde FETÖ'cü alçakların ve onların her kılıktaki elemanlarının Erdoğan'ı tıpkı Abdulhamid gibi oturttukları yer belli. Bu bizi asla rahatsız etmiyor, tam tersine inancımızı ve mücadele azmimizi kamçılıyor. Lakin içimizden birilerinin onca yaşanmışlıktan sonra dedikleri bizi üzüyor. FETÖ'nün bin bir türlü tuzaklarını boşa çıkartacak bir basirete ihtiyaç duyduğumuz günlerde, FETÖ'cülerin mızrakların ucuna iliştirdiği "adalet" hilesini görmezlikten gelip bizi eleştirenlere bilmem ki ne demeli?
Dostun gülü yaralar bizi, biline.