2023 seçimlerinin, muhalefet için bir yıkım olacağının 6'lı masadakiler elbette farkında.
Şu anda bütün maharetlerini, yaşadıkları tedirginliği, endişeyi örtbas etmek için gösteriyorlar.
Ellerinde, kendilerine avantaj sağlayacak hiçbir proje yok. Şikâyetçi oldukları hiçbir konuda, "bizim çözüm teklifimiz şudur" diye bir şey dedikleri yok...
Toplanıp toplanıp dağılıyorlar, havanda su dövüyorlar, bir aday da belirleyemiyorlar. Neden bir isim telaffuz edemiyorlar, o konuda da ikna edici bir izah yapamıyorlar.
Evet, kimdir bu beklenen "beyaz atlı prens"?
Hem kendinden çok şey bekleniyor, hem de hemen yıpranır diye korkuyorlar?
Bir de şundan korkuyorlar, bulacağımız aday, ya bizi dinlemez de Anayasal yetkilerini kullanmaya kalkarsa.
Ya şapa otururlarsa.
Avara kasnak gibi boşa dönüyor, tek bir şey söylüyorlar; "bu iktidar artık Türkiye'yi yönetemiyor, hemen sandık gelsin, Erdoğan gitsin..."
Bunun için de ekonomik krizlerden, kaostan medet umuyorlar.
Topluma bir umut vaat etmiyorlar. Yaptıkları sadece felâket tellallığı.
Birkaç hafta önce enflasyon, döviz kurundaki yükselmeler, hayat pahalılığı ekseninde epey bir umutlandılar.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı iyileştirmeler, işçi, memur, emekliyi rahatlatan kararlar yüzünden, moral bozukluğu içindeler.
Ne hazin bir karakter zaafı yaşıyorlar.
Toplum sevinirken bunlar üzülüyor.
Devlet savunma sanayine altın çağ yaşatıyor, bunlar PKK'yı perişan eden SİHA'ları, vesayet ağalarının "beyaz röno"larına benzetiyorlar.
Devlet, Suriye ve Irak sınırlarının güvenliği için PKK'ya karşı tarihin en büyük operasyonlarını yapıyor, bunlar silahlı kuvvetlere destek veremiyor. Hatta Kılıçdaroğlu "şunlar bize mi düşman, onlar mı bize saldıracak" diye abuk sabuk konuşuyor.
Devlet, FETÖ terör örgütü ile mücadeleye devam ederken, bunlar "KHK mağdurları" sayfası açıp, yargının, yönetimin iradesine ket vurmaya çabalıyor. 251 şehidimizi, 2 binden fazla gazimizi unutturmaya kalkıyorlar.
Devlet, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği konusunda tarihî bir fırsatı değerlendiriyor, bunlar "böyle davullu zurnalı dış politika mı olur?" diye fitne fesat peşinde...
Müspet hiçbir duruşları, makul hiçbir tavırları yok.
TBMM çatısı altında "seçmen bize muhalefet görevi verdi, AK Parti, en iyi hizmeti bile yapsa biz karşı çıkarız..." diyebilen ve bunu siyaset zannedenler...
Erdoğan başarılı oldukça, Cumhur İttifakı dimdik ayakta durdukça bunlar kahroluyor.
Yapılan her hizmet, milleti rahatlatan her hamle bunlara batıyor...
6'lı masadakiler için kim bilir Erdoğan'ın ne sürprizleri vardır?
Acaba başka hangi gelişmeler Erdoğan'ın, Cumhur İttifakı'nın elini güçlendirecektir?
Mesela 6'lı masanın bel bağladığı adayı kof çıkıp bir çuval inciri berbat etmeyecek midir?
Acaba İsveç ve Finlandiya'nın son kertede PKK'lı ve FETÖ'cü teröristleri iade etmesi, Türkiye'de muhalefetin elini ayağına nasıl dolaştıracaktır?
Mesela FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in ölüm haberi, 6'lı masada nasıl bir karın ağrısına sebep olacaktır?
Mesela HDP'nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması, 6'lı masayı nasıl sallayacaktır?
Mesela eli kulağındaki yeni sınır ötesi operasyonlar, Kandil'i çökertirken 6'lı masada, "şimdi ne olacak bu HDP ile iş tutmak?" diye asık suratlar sergilemeyecek midir?
Nereden bakarsanız bakın, bu 6'lı masanın durumu giderek vahim bir hal alacak.