Gazeteciliğin doğasında olan "neden" diye sorduğumuz için 'Özgür basın düşmanı' olduk!
Bugünlerde Türkiye'de çoğu insanın bir grup gazeteciye sordukları soru şu: "Neden Amerika Birleşik Devletleri'nden size para veriliyor?"
Hani gazeteciliğin meşhur "5N 1K"sı var ya, işte o "5N"den biri olan "Neden"in izini sürüyoruz. "1K"nın cevabını biliyoruz: ABD.
Sualimizin muhataplarının "Özgür basının düşmanları" demagojisinden başka bir karşılık göremedik.
Demokrasi götürmek bahanesiyle ülkeleri işgal eden ABD'nin kendisine karşı çıkanlara 'terörist' demesi gibi bizim beslemeler de hemen yaftayı yapıştırıyorlar: "Özgür basının düşmanları"!
Demek ki beslemeler ABD'nin sadece parasını almıyor tıynetini de alıyor.
Hadi beslemeleri anladık, bir şekilde mevzuyu kapatmaya, arsız hırsız misâli üste çıkmaya çalışıyorlar. Peki bizim cenahtan beslemeleri savunanlara ne diyelim? Tamam, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kör düşmanlığından burnunuzdaki pisliği görmüyorsunuz da yahu ABD'den beslenenleri savunmak da nedir?
"ABD'den para alıyorlarsa alıyorlar, bunda ne var canım" demek...
"ABD'den para alması onların tarafsız gazetecilik yapmalarına engel değildir" demek...
"Türkiye de şu ülkelerde para dağıtıyor" demek...
Hadi hafif bir tâbir kullanayım, akıl zafiyetini gösterir.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün lideri F. Gülen'in, "Haçlı'nın ülkenizi işgal etmesi çok tehlikeli değildir. Çünkü sizinle onlar arasında kırmızı çizgiler vardır. Bir kere onlar sizin kadınınıza kızınıza ilişmezler. Mabedinize ilişmezler. İlişmemiş Haçlılar." demesiyle sizin beslemeleri savunurken sarf ettiğiniz sözler arasında fark var mı?
Haçlıların geçmişte ne yaptıklarını görmek için tarihte yolculuğa gerek yok, 2001'de dönemin ABD Başkanı George Bush'un ilan ettiği son Haçlı seferi sonrası yaşananlara bakmak yeterli. Sadece son 20 yılda "Demokrasi götürüyoruz" diyerek Müslümanların topraklarına kan, katliam, tecavüz götüren ABD'nin Türkiye'de gazeteci beslemesini de "Demokrasi götürmek" adı altında yaptığını çok iyi biliyoruz!..
İşte bu sebepten ABD'den, Avrupa'dan ve bunların işbirlikçisi Arap Devletleri'nden Türk medyasına yağmur gibi yağdırılan paranın takibinin yapılmasını yazıp duruyorum. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun bu yönde adım atılacağına dair açıklama yapınca beslemeler ve destekçileri ortalığı velveleye verdiler. Beslemeleri telaşlandıran açıklamada Altun şunları söylüyor: "Yabancı devletlerin veya kuruluşların fonlarıyla ülkemizde faaliyet gösteren medya kuruluşlarına yönelik bir düzenleme ihtiyacı olduğu açıktır. Bunun örneğini Amerika Birleşik Devletleri'nde görmemiz mümkündür. Örneğin ABD'de yabancı devletler tarafından fonlanan medya kuruluşları, altı ayda bir ABD makamlarına çalışmaları hakkında detaylı bilgi vermek durumundadır. Türkiye'de de benzer statüde faaliyet gösteren, doğrudan yabancı devletler tarafından fonlanan çeşitli medya kuruluşları bulunmaktadır. Bunlarla ilgili kamu düzeninin korunması ve halkımızın doğru haber hakkının teminat altına alınması amacıyla, ihtiyacımız olan düzenlemeleri en kısa sürede tamamlayacağız."
Yurtdışından Türk medyasının biçimlendirilmesine ses çıkarmayan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Altun'un açıklamasına, "İktidar gazeteciliğe müdahale etmekten vazgeçmelidir" diye mukabelede bulundu. Yurtdışından beslenen Türk gazetecilere ses çıkarmayan TGC'nin mezkûr açıklamasından şunu mu anlamalıyız: "Türkiye'deki iktidar dışında ABD, Avrupa ve Arap dünyasındaki iktidarların Türkiye'deki gazeteciliğe müdahale etmelerinde sakınca görmüyoruz"!..
"Haçlı'nın ülkenizi işgal etmesi çok tehlikeli değildir." diyen soysuz kafa işte bu kafa!