Kemal Kılıçdaroğlu’nun işine akıl sır ermiyor.
AK Parti’nin içindeki FETÖ’cü siyasetçileri açıklayacağım diyor.
Hani şu elinde olduğunu söylediği listeyi...
Bylokçu AK Partili vekillerin adının olduğunu iddia ettiği listeyi...
Hepimiz o listenin açıklanacağını beklerken Kılıçdaroğlu malum soyut iddialarını Cumhurbaşkanımızın adını zikrederek tekrarlama yoluna gitti.
Kendi adıma o listeyi bekliyorum.
Çünkü FETÖ’nün AK Parti içindeki “siyasi ayakları”, yani “Bylockçu vekilleri” isim isim bilmek isterim ki hesap sorabilelim.
Ne yazık ki Kemal bey elinde olduğunu iddia ettiği bu listeyi açıklamıyor?
Niye?
Aklıma bir iki ihtimal geliyor.
Bir: Ya elinde böyle bir liste yok; atıp tutuyor her zamanki gibi.
“Çamur at, tutmazsa izi kalır!” misali.
İki: Ya FETÖ’yle siyasi amaç birlikteliği içinde olduğu için o “FETÖ’cü vekilleri” koruyup kolluyor.
Yani alenen suçu ve suçluları koruyor.
Her iki seçenek de Bay Kemal açısından siyaseten, ahlaken ve hukuken sorunlu.
İkinci seçenek doğruysa açıkça suç işliyor. Yani FETÖ’cü olduğunu delilleriyle bildiği isimleri koruyup kolluyor.
Bu yüzdendir ki MHP kendisi hakkında suç duyurusunda bulundu.
“FETÖ’nün siyasi ayağı” bahsinde en önemli ölçü şudur:
Siz o yapı ile ABD’nin emrindeki bir istihbarat ve terör örgütü olduğu gerçekliği mahkeme kararı ile tescil edildikten sonra ilişki ve ittifak içine giriyorsanız, o yapının amacına uygun bir söylem ve duruş sergiliyorsanız işte o yapının siyasi ayağı sizsiniz demektir.
CHP en başından itibaren bu örgütün iç yüzünü bildiğini iddia ettiğine göre sorulması gereken soru şudur:
O halde niçin bu örgütün kökünün kazılması süreci başladığında birden bire bu örgütün yanında hizalandınız?
Sözgelimi FETÖ’nün medya ayağı çökertildiğinde “demokrasi elden gidiyor! Basın özgürlüğü yok ediliyor!” diye meydanlara döküldünüz?
FETÖ’nün devlet içindeki militan unsurları temizlendiğinde “mağduriyet edebiyatı!” üzerinden Erdoğan düşmanlığı yaptınız?
İlginçtir: Bizzat Bay Kemal FETÖ’nün televizyonuna çıkıp “Diktatör Erdoğan yurtdışına kaçacak. Gittiği yerden getirtir yargılarız!” diye gürleyip duruyordu.
Kılıçdaroğlu’nun FETÖ televizyonu STV’ye konuk olduğu tarihi lütfen not ediniz: 20 Ekim 2015...
FETÖ’nün “Amiral gemisi” Zaman’ı, yani FETÖ’nün medya ayağının beyni olan gazeteye yaptığı ziyaretin tarihi de manidar: 21 Ekim 2015...
2014 mahalli seçimlerinde Kılıçdaroğlu CHP’sinin FETÖ ile ittifak yaptığını Kemal beyin bizzat eski yardımcısı ve parti sözcüsü Birgül Ayman Güler itiraf etti.
FETÖ’nün illegal tapelerinin Kılıçdaroğlu tarafından Meclis çatısı altında Erdoğan’a karşı nasıl kullanıldığı biliniyor.
Habertürk’ten Didem Arslan Yılmaz’ın “Poliste ve yargıda camianın hakim olduğuna dair görüşler var. Size böyle bir rapor geldi mi? Poliste veya yargıda böyle bir örgütlenme var mı?” sorusuna Bay Kemal’in verdiği cevap manidardır:
“Elimizde böyle bir veri yok.”
Hani en başından itibaren F tipi bir örgütlenmenin varlığından haberdar olduğunu ve AK Parti iktidarını da bu yönde uyardığınızı söylüyordunuz?
Daha vahimini aktarayım...
FETÖ kanallarının uydudan çıkarıldığı süreçte Zaman’ın Ankara temsilcisi FETÖ’cü Mustafa Ünal’la görüşen Kılıçdaroğlu bakınız Ünal’a ne diyor:
“Ben cemaat için örgüt demedim... Cemaat mazlum... Mazlumu savunmayacağız da kimi savunacağız.”
Bay Kemal’in kimin savunucusu veya ayağı olduğu bu ifadeleriyle aşikar değil mi?
Örnekleri çoğaltmanın manası da gereği de yok...
O süreçten itibaren FETÖ ile alakalı bir tek eleştiri getirmeyen, tersine “Mazlum cemaati savunma”ya kendini adayan Bay Kemal o yapının tam arkasında durarak “Diktatör Erdoğan’ın sarayını başına yakacağız!” yollu eleştirilere odaklanıyordu.
15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden sonra bile tıpkı Pensilvanya’daki İblis’in ağzıyla “Kontrollü darbe/tertip” diyen Bay Kemal’in kendisi değil miydi?
Bütün Türkiye’nin FETÖ ile mücadeleye kilitlendiği o süreçte bile 15 Temmuz darbesini araştıran komisyonun raporuna CHP’li vekillerin düştüğü 38 maddeden oluşan muhalefet şerhindeki şu ifadeler kimin kimin siyasi ayağı olduğunu gayet açık bir biçimde gösteriyor.
İşte CHP’nin o muhalefet şerhinden:
-“15 Temmuz kontrollü darbedir.” ( 2. Maddeden.)
-“OHAL’le birlikte Erdoğan’ın karşı darbe süreci...” (25. Maddeden)
-“Darbeyi araştıran değil, Erdoğan’ın karşı darbesini aklayan bir kara propaganda aracı...” (26. Maddeden)
-“15 Temmuz darbe girişimi karşı darbe yapmak amacıyla sonuçları kullanılan bir darbe girişimidir.” (36. Maddeden)
Bay Kemal kalkıyor “FETÖ’nün siyasi ayağı Erdoğan’dır!” diyor.
15 Temmuz’dan sonra bile FETÖ’ye arka çıkan ve FETÖ’nün siyasi söylemini ve amacını siyasete taşıyan Bay Kemal kalkıp FETÖ’cülerin yok etmek istediği Erdoğan’ı “siyasi ayak!” diye suçluyor.
Buyrun, sanık sizin!