Dün açıklanan bir yargı kararı FETÖ tehdidini hala gözden kaçırmaya çalışanların yüzüne bir tokat gibi indi.
FETÖ'nün "Selam Tevhid" soruşturması kumpası davasında, usulsüz dinleme kararları vermekle suçlanan 55 eski hâkim ve savcı hakkında karar açıklandı.
25 Aralık (2013) kumpasında da yer alan eski hâkim Süleyman Karaçöl ile MİT Başkanı Hakan Fidan'ı ifadeye çağıran eski savcı Sadrettin Sarıkaya, FETÖ üyeliği suçundan 11 yıl 3'er ay hapis cezasına çarptırıldı.
Bugün "bağımsız ve tarafsız" yargı diye ayağa kalkan bir kesim, FETÖ'nün yargıyı iliklerine kadar ele geçirmesini hiç hatırlatmıyor.
Çünkü dertleri asla adaleti aramak değil. İkiyüzlü davranıyorlar.
Yargıyı HSYK dâhil her kademede ele geçiren FETÖ elemanları son derece fütürsuzdu. Kimseden çekinmiyorlardı. Çünkü çekinecekleri bir kurum, makam kalmamıştı.
Mahkeme kararında da belirtildiği gibi işe, usulsüz/hukuksuz dinlemelerle başlıyorlardı.
Polis-savcı-hâkim sacayağı ile binlerce insanı dinlediler. Her kurumdaki makam sahiplerini, siyasîleri, gazete patronlarını, gazetecileri, iş dünyasının en öndeki patronlarını, sanatçıları, sivil toplum önderlerini... Kullanacakları, iş gördürecekleri herkesi dinlediler.
Kayıt yaptılar, bu videoları şantaj için kullandılar.
Bir korku imparatorluğu kurdular.
Sonra 7 Şubat 2012 MİT Müsteşarını tutuklama hamlesiyle devlete savaş açtılar. Gezi Olayları, 17/25 Aralık emniyet/yargı darbe teşebbüsü, MİT tırlarının durdurulması ihaneti (Ocak 2014), Kobani isyanı (6-8 Ekim 2014), Hendek Olayları (8 Ağustos 2015-9 Mart 2016) ve nihayet 15 Temmuz 2016 darbe girişimi alçaklığı...
Hepsinin başlangıcı, Yargının tepeden tırnağa ele geçirilmesidir.
Dünyanın hiçbir ülkesinde; emniyet, yargı ve silahlı kuvvetlerde böylesine yaygın, yatay ve dikey kontrol sağlayan bir örgüt, bugüne kadar görülmemiştir.
Otokontrol; hiyerarşik ve mahrem imamlar üzerinden Fetullah Gülen'e, oradan da ABD'ye ulaşmaktadır.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, 1999'dan bugüne kadar 22 yıldır ABD'de oturmasıyla da göstermiştir ki, bu yapı tamamen ABD'ye angaje ve CIA kontrolündedir.
Karşı karşıya kaldığımız tabloyu, yüksek yargıdan başlayarak hatırlayalım.
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesinde 27 Kasım 2017'de başlayan duruşmalarda, eski Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyeleri ile eski askeri yargıçlar hâkim karşısına çıktı.
Yargılanan isimler arasında örgütün Yargıtay, Danıştay ve HSYK "imamları" da yer aldı.
Açılan 179 davanın tamamı, sonuçlandırıldı.
Böylece karara bağlanan davalarda sanıklardan 169 eski yüksek yargıç, FETÖ üyeliği ve yöneticiliği ile örgüte yardım suçlarından 1 yıl 6 aydan 17 yıl 4 ay arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı.
Adalet Bakanı Gül, 8 Eylül 2017'de "FETÖ terör örgütü mensubu 3 bin 920 hâkim ve savcı ihraç edilmiştir." açıklamasında bulundu.
FETÖ, hukuku bir silah olarak kullanarak devleti teslim alacak ve "Haçlılar"a devredecekti.
Şaşırmayınız. Fetullah Gülen bunu kendisi söyledi.
Youtube üzerinden yayınlanan 20 Ağustos 2016 tarihli (15 Temmuz ihanetinden bir ay sonra) konuşmasında; "Haçlının ülkenizi işgal etmesi, çok tehlikeli değildir. Bir kere onlar, sizin kadınlarınıza kızlarınıza ilişmezler, mabedinize ilişmezler; ilişmemiş Haçlılar..." dedi.
Kim nasıl düşünürse düşünsün, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın cesareti ve kararlılığı olmasaydı Türkiye, tarihinin en karanlık dönemlerinden birinin içine yuvarlanacaktı.
FETÖ bitmedi. FETÖ'yü kullananlar ondan vazgeçmedi...
Milletimizde de 15 Temmuz diriliş ruhu dimdik ayakta...