Geçtiğimiz günler Türk-Amerikan ilişkileri açısından bir hayli dinamikti. Washington’dan iki heyet Ankara’ya geldi. Biri ABD Başkanı Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton’ın başkanlığını yaptığı heyetti. Genelkurmay Başkanı Dunford’ın da bulunduğu heyet Ankara’da temaslarda bulundu. Konu Fırat’ın doğusu ve ABD’nin Suriye’den çekilme konusunda aldığı kararın nasıl hayata geçirileceğiydi.
Aynı günlerde ABD’den ikinci bir heyet daha geldi. Bu heyetin gündemi FETÖ’ydü. Aralarında FBI’dan isimlerin de bulunduğu yetkililer Adalet ve İçişleri Bakanlıklarında temaslarda bulundu. ABD’li heyet Kemal Batmaz gibi 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin kritik isimlerinin ifade alma işlemine katıldı, sanıklara sorular yöneltti. Bu, ABD’nin bu güne kadar FETÖ soruşturmalarıyla ilgili attığı en ileri adımdı.
Bu ziyaret beraberinde birçok soru işareti getirdi. Anlaşılan ABD’de FETÖ ile ilgili bir çalışma/soruşturma vardı ve ABD’li heyet bu kapsamda Türkiye’ye gelmişti. Peki, soruşturmanın mahiyeti neydi?
Kulis bilgilerine bakılırsa ABD heyeti mali konularda bir inceleme yapıyordu, bu yüzden Ankara’daydı. Peki, kanlı darbe girişiminin sivil ayağı Kemal Batmaz’ın ifadesine neden katılmışlardı?
Bu sorunun peşine takıldım ve ilginç bilgilere ulaştım. Alt alta sıralayayım..
ABD kanunlarına göre dost bir ülkede darbe yapılması, darbecilerin Amerikan mahkemelerinde yargılanmasına olanak sağlıyor. Bu konu cezası çok yüksek olmasa da FETÖ’nün 15 Temmuz’un arkasındaki yapı olduğunun ABD mahkemelerince tescili bakımından önemli. Bu detay Batmaz’ın sorgusuna neden girildiğini anlamamıza yardımcı olabilir. Bunu bir kenarda tutalım.
Anlaşılan incelemenin bir ayağı da mali konularda. FETÖ’nün ABD içindeki para trafiği, charter okullar üzerinden kazanılan paralar, bu paraların örgüte aktarılması, FETÖ’nün ABD’de kara para aklaması bu incelemenin mercek tuttuğu konular.
Bu bilgiler zaten kamuoyuna yansıdı. Ancak yansımayan önemli bir detay var. Söylendiğine göre FETÖ, ABD’den para çıkarmaya başladı ve Washington bunu tespit etti.
Bakın bu çok önemli. FETÖ ABD’den kaçıyor. Peki, neden?
Trump başkan olduktan sonra Washington’da FETÖ lehine hava değişmeye başladı. ABD ile yaşanan FETÖ krizi Obama döneminden kalan kötü bir mirastı. Trump, Obama’nın tüm mirasını elinin tersiyle itiyor.
Daha önemlisi kimi zaman irrasyonel davransa da son tahlilde konulara pragmatik yaklaşıyor ve maliyetli sorunların üzerine gidebiliyordu. FETÖ konusu Türk-Amerikan ilişkileri üzerinde ciddi bir maliyet üretiyordu. Trump gibi pragmatik bir ismin bu maliyetten kurtulmak istemesi normal.
Aslına bakılırsa ABD’de FETÖ ile ilgili bir şeylerin piştiği Kasım ayında NBC televizyonunda çıkan bir haberden belliydi. Habere göre Trump, FETÖ elebaşı Gülen’in sınır dışı edilmesinin önünü açacak federal kanunların incelenmesi talimatını vermişti. Bu sızdırma bir ön alma hamlesiydi. Haberin FETÖ’nün hamisi olan çevreler tarafından sızdırıldığı biliniyordu.
O haberin üzerinden bir buçuk ay geçti ve bir ABD heyeti FETÖ ile ilgili inceleme yapmak, görüşmelerde bulunmak için Türkiye’ye geldi. O heyet Kemal Batmaz’ın sorgusuna girdi. Bu tablo bizlere bir şeyler söylüyor.
Peki, ABD elebaşı Gülen’i iade eder mi? Türkiye’ye etmeyebilir. Ama Kanada’ya sınır dışı edebileceği konuşuluyor. Üstüne bir de “ABD’de yaşayan bazı kritik isimleri verelim, Türkiye’ye bundan sonra verilecek zararları engelleyelim, bu dosya kapansın” diyebilir.