Malum ABD, “15 Temmuz darbesini Fethullah Gülen yaptırdı diyorsunuz ama kanıtı nerede” diye Türkiye’yi yönetenlere sorup duruyor.
Oysa Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın, “Darbe gecesi Tuğgeneral Hakan Evrim, beni darbeciler safında yer almaya ikna etmesi için kanaat önderleri Fethullah Gülen’le görüştürebileceğini söyledi” şeklindeki savcılık ifadesi, Fethullah Gülen’in darbecibaşı olduğunu kanıtlıyor.
Ama buna rağmen darbecibaşı Fethullah Gülen ne diyor?
“Ben darbeye karşıyım” diyor.
Ülkemizdeki tüm darbeleri desteklemiş ABD de, “Darbeye karşıyım” diyor.
15 Temmuz gününe kadar “Tayyip Erdoğan’ın sonu Adnan Menderes gibi olacak”, “Tayyip Erdoğan demokrasi dışı yollarla da olsa mutlaka indirilmeli” diye yazanlar da şimdi “Darbeye karşıyız” diye yazılar yazıyor.
Elbette tescilli darbe destekçilerinin darbeye karşı olduklarına kimse inanmıyor.
Kaldı ki darbeye karşı olmak demek, sadece 15 Temmuz darbesine karşı olmak değildir.
Peki 15 Temmuz darbesine karşı olduğunu söyleyen herkes, “Bütün darbelere karşıyım” diyebiliyor mu?
Mesela Kemalistler, “27 Mayıs darbesine karşıyız” diyor mu?
Demiyor.
Mesela Kemalistler, “28 Şubat darbesine karşıyız” diyor mu?
Demiyor.
Nitekim Kemalistlerin sözcüsü durumundaki Aydınlık gazetesi, daha iki gün önce 28 Şubat darbesini göklere çıkartırcasına övüyordu.
1 Ağustos 2016 tarihli Aydınlık gazetesi, “28 Şubat TSK’nın, yani Mustafa Kemal’in askerlerinin ideolojisidir. Keşke 28 Şubat bin yıl sürdürülebilseydi. 28 Şubat Kemalizmi düşman olarak görenlere, Kemalist devleti yıkmak isteyenlere karşı yapılmıştır “ diyordu.
Kemalist medyada buna benzer başka yorumlar da yer alıyor.
Bu da gösteriyor ki “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen Kemalistler Fethullahçı darbeye karşı çıkıyor; ama 28 Şubat, 27 Mayıs türü darbeleri de var güçleriyle destekliyor.
Hiç şüphesiz ki bugün Fethullahçı darbeye karşı çıkan Kemalistler, nefret ettikleri Tayyip Erdoğan’ı devirip asacak 27 Mayıs türü bir darbe olsa düğün bayram edeceklerdi.
Nitekim nefret ettikleri Adnan Menderes’i devirip asan 27 Mayıs darbesini avuçları patlayıncaya kadar alkışlamışlar, düğün bayram etmişlerdi.
Tıpkı nefret ettikleri Necmettin Erbakan’ı iktidardan indiren 28 Şubat darbesini avuçları patlayıncaya kadar alkışladıkları, düğün bayram ettikleri gibi.
Onun için 15 Temmuz’daki Fethullahçı darbeye karşı olmak, darbelere karşı olmak demek değildir.
Bu bağlamda Aydın Doğan medyasından da bahsetmek gerekir.
15 Temmuz darbesi gecesi Hürriyet gazetesi yazarı ve CNN Türk programcısı Ahmet Hakan, patronu Aydın Doğan’ı arayıp “Sanırım darbe oluyor; ne dersiniz” diye soruyor.
Aydın Doğan da “Bu darbeyi yapanlar başarılı olursa en başta bizi alıp götürürler; onun için darbeye karşı çıkın” cevabını veriyor.
Evet, Aydın Doğan Fethullahçı darbeye karşı çıktı.
Ama ondan önceki darbelere, örneğin 28 Şubat’a karşı çıkmadı; destek çıktı.
Darbelere karşı olmak demek, işine gelse de işine gelmese de tüm darbelere karşı olmak demektir.
Darbelere karşı olmak demek, darbeyi “Fethullah’ın askerleri” de yapsa, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyenler de yapsa, tüm darbecilere karşı çıkmak demektir.