Beşiktaşlı Fernandes ne zaman ihtiyaç olsa, ya sakat, ya formsuz, ya isteksiz, ya sorunlu!
On maçın ikisi üçünde ya işe yarıyor ya yaramıyor...
Yılda 2,5 milyon avro netle çalışıyor Beşiktaş’ta. Yeni sözleşmesi için zam ve ek olarak ‘imza parası’ istiyormuş!
Şimdi de bu ‘imza parası’ denen, pişkinlik çıktı! Futbolcular, kulüplerin onları alırken ödedikleri parayı, sözleşme sonunda gittiği kulüpten isteme uygulamasına karşılar, ama benzer bir kaynak üretip, o tür parayı kendi ceplerine indirmek istiyorlar! Düpedüz arsızlık! Kulüpler yolunacak tavuk ya!
Kulüp-futbolcu alışverişinde her türlü risk kulübün üstünde. Çünkü kulüp ödemekte zorunlu, futbolcu karşılığını vermekte özgür!
Ne var ki zayıf yönetici bunlara pabuç bırakıyor!
Fernandes, “Benim geleceğim Beşiktaş’ta” açıklamasını yaptı. Öyle görünüyor. O uyanmış! Yöneticiler de uyanır dilerim. Zira ona sözü edildiği gibi 14 milyon bonservis parasını, yılda bilmem kaç milyon avro fazlasını Türkiye’deki sorumsuz yöneticilerden başkası vermez.
Sadede gelelim... Fernandes’in dediği doğrudur. Geleceği Beşiktaş’tadır. Ama Beşiktaş’ın geleceğinin Fernandes’te olup olmadığında kuşkuluyum!
Maçı ayağına istemek!
Galatasaray, Tokatspor ile yapacağı ZTK grup maçını, o sırada kampta olacağı Antalya’da oynamak için başvurdu!
Ya tutarsa, diye yürürlükteki kuralları kendilerine göre yoğurmaktan hiç çekinmiyorlar! Yabancı sayısında da bu yola başvurmuşlardı. İstekleri gene kabul edilmedi.
O bir yana... Kampı söz gelimi Uganda’da yapsalardı, maçı oraya mı isterlerdi merak ediyorum!
Devre arası futbolcusu
Ligin devre arasında alınan oyuncu, o sırada acil ihtiyaç duyulan adamdır ve öyle seçilir ki o an, hemen, ivedilikle takıma konulur ve iş yapar. Bu tür oyuncuyu bulmak yetenek, bilgi, deneyim, ustalık ister.
Ha o arada, gelecek umulan, kelepir gençler de alınabilir. O başka...
Beşiktaş geçen yılın ilk yarısını, beklemediği bir üst düzey üretimle bitirdikten sonra, Dentinho, Niang, G.Süzen ve Sinan’ı aldı! Bu adamlar sayıca kadroyu genişlettiler, ama üretim desteği veremediler. Zaten içlerinde futbolu iyi bilen bir tek Niang vardı, ama o da kendini zaten emekli etmişti. Tümü artık yoklar!
Ne geldiklerinde işe yaradılar, ne sonrasında! Testi kırılmadan anımsatayım dedim.