3’üncü dakikada Fenerbahçe’nin verilmeyen penaltısı, 9’uncu dakikada Kadlec’in kendi kalesine attığı gol, maçın çok hızlı olacağının göstergesiydi ki; aynen de öyle oldu.
Mağlup duruma düşen Fenerbahçe bütün hatları ile saldırmaya başladı. O kadar ki, golden sonra Rizespor atak dahi yapmakta zorlandı. Hücuma çıkmakta zorlanan Rizesporlu futbolcular öyle bir mücadele yaptılar ki, futbolseverler maçtan bir an olsun gözlerini ayıramadı.
Fener baskısı golü getirmedi ama penaltıyı kazandırdı. Kuyt’ın vuruşunu kaleci Serkan kurtarınca beklenen gol yine gelmedi. Alper, Diego, Meireles ve Mehmet Topal orta sahada müthiş pres yapınca Hasan Ali ve Gökhan Gönül kanatlardan çok rahat bindirme yaptı. Kadlec, Rizespor filelerini havalandırınca attığı iki golle durumu 1-1 yaptı. İlk yarının yıldızı Rizespor kalecisi Serkan’dı.
53’üncü dakikadan itibaren on kişi ile devam etmek zorunda kalan Rizeli futbolcular nefis mücadelelerine devam etti. Sow, ardından da Webo ile ileri uca takviye yapan İsmail Kartal, oyunu iyice Rizespor sahasına yıktı. Ama İlker Meral’in yanlış kararları futbolculardan çok oyuna damga vurdu. Fenerbahçe saldırıyor, Rizespor başta kaleci Serkan Kırıntılı olmak üzere direniyordu. Bu direnci 80’de Webo’nun atığı ikinci gol kırdı.
Fenerbahçe hırslı futbol oynuyor. Hırs önemli ama sahada gösterebilmek için kondisyon gerekli. Görünen o ki Fenerli futbolcuların kondisyonu var. Hem vücut, hem de kondisyonları üst düzeyde. Fenerbahçe bu sezon bir gerçeği de gözler önüne seriyor. Transfer gerekli ise yapılmalı. Göz boyamak için yapılan transferler camiaları zorladığı gibi içerdeki ahengi de bozuyor. Fener ahenkli işleyen mekanizmasını bozmadan tek transferle kaldığı yerden aynı futboluna devam ediyor.
Rizesporlu futbolcuları kutluyorum. Bir takım bu kadar mücadele eder. Kaleci Serkan ise... Daha ne yapsın?