Fenerbahçe oyuna iyi başladı. Rakip yarı sahaya yerleşti. Olabildiğince agresif ve de presli futbolu yeğlerken; kalesinde golü görene kadar da oyununu Lokomotiv Moskova’ya kabul ettirdi. Ama gelin görün ki; Fenerbahçe kalecisi Fabiano Ribeiro, kucağına gelen topu elinden kaçırıp Samedov’un önüne bırakınca; maçın ilk yarısının bitim zamanında Lokomotiv Moskova öne geçti.
Bu golle ilk yarı bitip ikinci yarı başladı. Lokomotiv Moskova bu kez Fenerbahçe yarı sahasına yerleşti. Pozisyonlar üretmek için baskı kurdu.
Bu arada Van Persie’den de kale dibinden kaçırılan bir gol var ki; onun gibi yıldız görüntüsü veren bir futbolcuya hiç yakışmadı.
Fenerbahçe’de yıldız beklentisi içinde olan topluluk ve taraftar grubu, Van Persie’ye de Nani’ye de iyimser bakıyor. Hiçbirimizin babasının oğlu değil ikisi de! Saha içi verilerine bakıyorum. Nani hiçbir şey yapmıyor. Her ayağına aldığı topu rakibine kaptırıyor. Van Persie ise sanki Bağdat Caddesi’nde dolanır gibi sahada gezinip duruyor. Belki topla az birleşti. Ama birleştiğin kafa şutunu da gole çevirsin kardeşim!..
Herneyse... Maç böyle bitecek diye beklerken, Allah’tan Mehmet Topal’ın kafa golü geldi de Fenerbahçe turu garantilemiş oldu.
Fenerbahçe’nin ilk yarıdaki oyununa varım. Tabi Fabiano hariç. İkinci yarıdaki futbolu her ne kadar sıkıntılı görüntü vermiş olsa bile; Mehmet Topal’ın altın kafa golüyle maçı noktalamış oldu.
Volkan Şen’in gayretlerini takımda birinci sıraya alırım. Onun dışında savunmada Kjaer de Alves de göbeği iyi kontrol ettiler. Pereria ise Ozan’ı oyundan alıp Kadlec’i ilave edince, savunma ağırlıklı bir görüntüye büründü. 1-1’lik skoru korumaya alırken, belki de kendine göre doığruyu gerçekleştirmiş oldu.
Bu maçlarda fazla eleştiriyi önemsemem. Tek önemsediğim, öyle veya böyle turu geçmektir. Bunu gerçekleştiren Fenerbahçe’yi kutluyorum.