Fenerbahçe’nin Ziraat Türkiye Kupası’na sıcak bakmadığını bilmeyen yok. Olay ne olursa olsun, antrenman maçında bile; böylesine yetenekli futbolculara sahip olduğunu varsaydığımız Fenerbahçe, bu kadar futboldan yoksun, ızdırap çektiren performans sergileme hakkına sahip değil.
Altınordu’nun kendi ligindeki statüsüne bakıyorum. Sıralamadaki yeri pek iç açıcı değil. Dün akşam izlediğim Altınordu, vallahi de billahi de Fenerbahçe’den daha iyi top oynadı.
Taha ile ilk pozisyonu bulup golü kaçıran Altınordu’ydu. İkinci yarının başında ise bu kez Taha, girmiş olduğu pozisyonu gole çevirerek takımını öne geçirdi.
Selçuk’un bir geri pası rahatsızlığından kaynaklanan pozisyonu Taha’nın değerlendirememesini, tecrübesizliğine ve acemiliğine bağlamak istiyorum. İkinci pozisyonu ise akıllı bir vuruşla gole çevirdi.
Fenerbahçe’nin sahadaki bazı oyuncularına bakıyorum. Birinci takımın post majör adamları. Özellikle Emenike... Ama sanki konu mankeni... Misafir sanatçı gibiydi sahada.
Diego, bir gol atmasına rağmen, sergilediği futbol hiç de iç açıcı değildi.
Saracoğlu Stadı’ndaki seyirciye bakıyorum... Var mı yok mu; şaşırıp kalıyorum. Nedenini araştırıyorum. Fenerbahçe’nin sergilemiş olduğu bu futbolu seyretmeye hiçbir Fenerbahçeli’nin yüreği dayanmaz. Bu Fenerbahçe, amatör takım görüntüsü içinde.
İsmail Kartal’a bakıyorum, teknik direktör vasıflarını terk etmiş. Kulübede oturmak zorunda bırakılmış gibi...
Maçın hakemi Çağatay Şahan, ilk yarıda Fenerbahçe’nin kazanması gereken bir penaltıyı neden görmezden geldi, anlamakta zorlanıyorum.
Kısacası; Fenerbahçe’nin eti butu sıkletine uygun olmayan Altınordu karşısındaki futbolunu asla kabullenemiyorum. Biraz ayıp oluyor.
Bu kadar yetenekli varsaydığımız Fenerbahçeliler, böylesine yavan futbol oynamaya devam ederse, bırakın Ziraat Türkiye Kupası’nı, Süper Ligimizde bile çok ama çok sıkıntılar çekeceği benziyor.
Fenerbahçe’ye bu futbol asla yakışmadı.