Adına yakışır bir maç ve gözüken o ki, daha evvel de olduğu gibi TS-FB maçları hep böyle devam eder. Tempo müthiş. İki takım da ikili mücadelelerde diri. Trabzonsporlu futbolcular, Fenerbahçe maçlarının ne demek olduğunu, sarı-lacivertli futbolcular da, Trabzonspor’un ne kadar tehlikeli olabileceği özümsemiş.
İlk yarıda daha diri olan Trabzonspor’du. Savunmada Marek Sapara ve Didier Zokora çok iyiydi. Sonunu getiremese de Yasin, topu rakip sahaya rahat taşıyor. Net pozisyon yok ama iki takımın da birer topu direkten döndü. İlk yarıda hakem adına talihsiz bir pozisyon olmadı.
Trabzonspor ikinci yarıya da aynı tempoda başladı. Fenerbahçe kötü oynuyor diyenler bence çok haksızlık ediyor. Trabzonspor’un sahaya iyi yayılması topa hakim olup, iyi pas yapması doğal olarak Fenerbahçe’nin iyi top oynamasını engelliyor. Bu kadar baskı kurup, Fenerbahçe ceza sahasının içinde pozisyonlara girmesine rağmen son hareketlerde acele ve telaş yapmaları Trabzonspor’a bir türlü neticeyi getirmedi. Bu da iyi oynayan Trabzonspor’da en büyük eksiklik olarak gözüktü.
Trabzonspor adına Olcan’a bir-iki laf etmek lazım. 80 ve 82. dakikalarda iki tane net pozisyon buldu ama atamadı. Trabzon forması giyen bir oyuncunun her iki pozisyonuda golle sonuçlandırması lazım. Hele 82’deki pozisyonda topu almışsın, arkandan sadece Gökhan Gönül geliyor, kaleci Volkan’ı geçmişsin biraz acele etsen golü yazacaksın. Ama biraz ağır kalınca Gökhan geldi pozisyonunu bozdu.
Yazık beyler yazık. Fenerbahçe karşısında böyle pozisyonlar buluyorsan atacaksın. Olcan bize saç baş yoldururken 86’da ise Henrique karambolde topu bir türlü kaleye sokamadı, vuruşu yan direkten döndü.
Olcan’ın iki kritik pozisyonu hariç maç boyunca Trabzonsporlu futbolcular ayağına gelen topları iyi oynadı, rahat pas yaptı ve savunmasını dinlendirdi. Dolayısıyla Trabzonsporlu futbolcular sahada müthiş bir mücadele verdiler. Onur kalede Tolga’yı aratmadı, güven verdi. Zokora ve Halil çok gayretliydi. Bana göre de Sapara, Trabzonspor adına maçın yıldızıydı. Ancak kendisini 2010-11 sezonunun şampiyonu olarak ilan eden Trabzonspor’un Kadıköy’de Fenerbahçe’yi yenerek bu görüşünü taçlandırması gerekirdi.