Fenerbahçe turu Saracoğlu’nda zaten atmıştı... Lazio’nun seyircisiz oynamak zorunda kaldığı Roma Olimpiyat Stadı’nda Aykut Kocaman, skoru koruma adına Fenerbahçe’yi kendi yarı alanında çok adamla rakibini karşılamak istetti. Bugün futbolla birazcık ilgisi olanlara sorsak iyi futbolla kaybetmek mi? Kontrollü futbolla turu atlama adına Aykut Kocaman’ın oyun anlayışı mı? Herkesin vereceği şu olur: “Ben oyun moyun bilmem, tabelaya bakarım. Fenerbahçe yarı finale çıkıyorsa o zaman alkışlarımı sunarım” der...
Ben de öyle yapıyorum...
Lazio öyle çok önemsenecek bir İtalyan ekibi değil... Eğer maçın ilk yarısında Webo, Kuyt’a topu verse net gol pozisyonu... O ne yaptı? Ayağındaki topu abuk-sabuk şekilde rakibine teslim etti. Fenerbahçe de böylesine bir pozisyon sonrasında bir golden yoksun kaldı. Kaleci Volkan hem iyiydi, hem de yanlışlar yaptı. Üstüne gelen toplardan birisinde mükemmel bir kafa şutunu kornere atarken ilk yarıda da Ederson’un gol şutunu ayaklarıyla çıkarmayı başardı. İyi oynadı dediğim; çok güzel kurtarışlar yaparken üstüne gelen topları elinden kaçırması da zaman zaman yüreğimizi ağzımıza getirdi.
İkinci yarı Lulic’in kafa golü, Lazio’yu 1-0 öne geçirirken “Ben de ürkmedim” diyemem. Ama gelin görün ki Caner’in mükemmel golü, yarı final müjdesini veren oldu.
Böylesi maçlar taktiksel açıdan turu atlamak için iki devreli düşünülmelidir.
Aykut Kocaman’ın temkinli futbol anlayışı sonrasında Saracoğlu’nda atılan gollerin avantajıyla yarı finale çıktık.
Fenerbahçe bundan daha iyi futbol sergileyebilecek kadroya sahip. Ama doğrusu iyi futbol değildi. Yazımın başında da belirttiğim gibi turu atlayabilecek, tabelayı lehine çevirebilecek bir gol gerekliydi. Onu da Caner gerçekleştirdi.
Fenerbahçe’yi kutluyor ve alkışlıyorum. Yerden yere zaman zaman vurduğumuz Aykut hocayı da yarı finale çıkarttığı takım adına kendisini alnından öpüyorum.
Bu son sözüm şaka-maka değil; gerçektir.