Türkiye Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu çirkin derbiden sonra ağır bir fatura çıkardı. Fenerbahçe’den Volkan Demirel’e beş, Meireles’e dört ve Galatasaray’dan Sabri’ye dört maç ceza kesildi.
Geçtiğimiz Pazar günü Türkiye futbol tarihinin kara bir günüdür, kan bulaşmıştır, bu konu hakkında bir şeyler yazmak bile içimden gelmiyor.
On gün önceden başlayan, “alkışlamayacağız, tebrik etmeyeceğiz” provokatif süreci neticelerini verdi, bu sürece dahil olanların utanmaları lazım.
Beni bu aşamada ilgilendiren konu Fenerbahçe yönetiminin PFDK’nın verdiği cezalara tahkim nezdinde itiraz edip etmeyeceği. Ruh sağlığından ciddi kuşkularım olan Volkan zaten kendisi Sabri’ye ağır hakaretlerde bulunduğunu itiraf ediyor ve “ben boşu boşuna küfür etmem” diyebiliyor. Meireles’in fotoğrafı da yine zaten tüm basında.
Fenerbahçe mevcut yönetiminin bir kez olsun Fenerbahçe tarihine yakışır bir tavır sergileyip bu cezalara itiraz etmemesi, böylece kendi futbolcularının ağır insanlık kusurlarını örtük bir biçimde de olsa kabul etmesi lazım. Bu itiraz etmeme tavrı Fenerbahçe’nin Türkiye’den, seyircilerden, gerçek taraftarlardan ve misafir Galatasaray’dan bir özür dileme biçimi olabilir ve iyi de olur.
Mevcut Fenerbahçe yönetiminin böyle basiretli bir tavrı benimseyeceği konusunda kuşkularım var, umarım yanılırım, mahcup olurum. Unutmayalım, Volkan’ın forması Cihat Arman’ın, Özcan’ın, Yavuz’un formasıdır, bu formayı giyen kişinin “ben boş yere (Sabri’nin annesine) küfür etmem” deme lüksü yoktur.
Futbol sektörü büyük bir krizin içindedir.
Unutmayalım balık baştan kokar.
Balık Volkan ise başın kimler ve nereler olduğu da bellidir.
Türkiye futbol camiası TFF yönetimi için, Fenerbahçe camiası da Aziz Yıldırım için artık daha aktif olmak zorundadırlar. Fenerbahçe yönetiminin PFDK kararlarına itiraz tavrı turnösol kağıdı görevi görecektir.