Olay şu ki; bu sezon Fenerbahçe, Ziraat Türkiye Kupas’nı çok cidiye alıyor. İlk olarak genç Uygar Mert’in kafa golü, değme yıldızları anımsatacak cinstendi. Topa gelişi, kafa şutuyla zamanlaması, ders niteliğindeydi. Bu Fenerbahçe golünde Uygar Mert’i alkışlarım.
Konuk Giresunspor adına golle burun buruna gelmesine rağmen, Berk İsmail’in vuruşunda Fenerbahçe kalecisi Fabiano’ya topun çarpıp gol olmayışını “pozisyon şanssızlığı” olarak değerlendiriyorum. Ramazan’ın ikinci Fenerbahçe golünü, bireysel yeteneklerini iyi kullanarak gerçekleştirmiş olması; “Genç Fenerbahçeliler’in gecesi” gibiydi.
İkinci yarıda Caner; daha öncesindeki bir maçta Şener’in mükemmel golüne nazire yaparcasına, üçüncü Fenerbahçe golünü kaydetti. Van Persie, istediği pozisyonları topla birleştiremeyen, golden uzak kalmasıyla eleştirilere sebep veren görüntülerin dışına çıkıp, Gökhan Gönül’ün al at pasını dördüncü golle kendi kalitesine yakıştırdı. Fernandao ise oyuna girdi ve Fenerbahçe’nin beşinci golünün sahibi oldu. Van Persie’nin altıncı golü ise onun bireysel kalitesinin dünya çapında olduğunu bir kez daha gösterdi.
Fenerbahçe’nin istekli ve arzulu futbolu bu skoru üretirken, lig maçlarına bakacağmızda da aynı istek ve arzu ile bu skorları tekrarlamasını bekliyoruz. Bu maçın fazla yorumunu yapmaya gerek yok. Futbol kantarımız, Fenerbahçe’nin rakibi Giresunspor’a olağanüstü fark attığı için, futbolcular için öyledir böyledir gibi yorum yapılamaz diyorum. Fenerbahçe Ziraat Türkiye Kupası’da hiçbir maçını kaybetmeden kazana kazana bu maça kadar geldi. Sonrasında da mutlu bir şekilde finale kadar gideceğini düşünüyorum.
Bir dip not vermek istiyorum: Bu maçların, Süper Lig’deki mücadeleler ile asla kıyaslanmaması gerekir. Eskişehirspor maçında Fenerbahçe adına ciddiyet bekliyoruz.