FENERBAHÇE, favorisi olduğu maça, üstelik Vesely’siz öyle bir başladı ki; Laboral Coach’u Perasoviç, “Buranın patronu benim” mesajına yanıt vermek için çok erken mola almak zorunda kaldı. Yardımlaşmalı, dengeli, müthiş savunma ve sabırlı hücumlar, doğru şut tercihleri, 13-0’lık seriyle Fenerbahçe’yi bir anda öne çıkarttı. Ve herkes “Maç bitti, 30’a gidiyor” diye düşündü. Çünkü... Geçen sezonki kırılgan takımın 10 oyuncusunu gönderip, bunların yerlerine 7 sert oyuncu ile dolduran, böylece her maç rakiplerini “döven” Sarı-Lacivertliler’in bu sezon geri dönüşlere izin vermediği pek çok maçta görülmüştü.
Oysa Laboral, takım olmanın ve pes etmemenin semeresini Final Four’a gelerek almıştı. Nitekim; Fenerbahçe’nin beklenmedik top kayıplarının da yardımıyla farkı erittiler ve 2. çeyrekte 25-18 üstünlük sağladılar.
Euroleague’in en iyi 3 sayı savunması yapan iki takımının savaşında Laboral ilk kez ikinci yarının başında öne geçti. Daha sonra yıldızların savaşı vardı parkede. Adams ve Bourousis’e çare bulamayınca 7 sayı geriye düşen Fenerbahçe’de Obradoviç; Kaliniç ve Hickman’la sahaya müdahale edip, Vesely’nin de ateşleyici gücüyle takımını geri döndürdü.
Seyirci takımı, takım seyirciyi havaya sokamadı ama; çembere çok iyi giden kısalara sahip olan Sarı-Lacivertliler, uzatmada savunmasını da devreye sokunca üstünlüğü yeniden ele geçirdi.
Uzatmada özüne dönen, yüreğini ortaya koyan ve ilk 3 dakikada rakibine çemberi göstermeyip; potasında sadece 2 sayı gören Fenerbahçe işi bitirdi.
Türk basketbol tarihinin en önemli maçlarından biri, yarın oynanacak. Obradoviç’in yarattığı bu Fenerbahçe’ye, şampiyonluk çok yakışacak.