Fenerbahçe oyuna iyi başlar gibi gözüktü. Yalnız çok fazla pas hataları içinde oyun sergilerken, özellikle Valbuena o kadar çok pas hatası yaptı ki, seyrederken şaşkınlık içinde kaldım. Fener’in bu oyuncudan çok beklentileri vardı ama buna cevap veremedi. Dirar etkisiz kalırken, hücum etkinliğini gol ya da gollere çeviremedi. İlk yarı itibarıyle Fenerbahçe bir kaç defa rakip kalede gol vuruşlarıyla denemeye girdiği zaman bile her vuruş rakip takımın kalecisinin kucağında kaldı.
Vardar takımı tevazu içinde, haddini bilen, takım halinde savunmaya özen gösteren, hücuma da kontra ataklarla çıkıp pozisyon arayışı içinde bulundu. Bir Vardar akınında Barseghyan, bir kontra atak pozisyonunda Skrtel’i de geçerek ev sahibinin golünü attı. Eğer Fener hala ısrarlı bir şekilde bu tarz orta saha oyuncularıyla devam edecekse Aykut’un Sarı-Lacivertliler’in işi çok zor derim.
Josef ile Ozan hücum bölgelerine fazla destek veremediği gibi top ayaklarına geldiği zaman en yakın arkadaşına veyahutta geriye oynamaya özen gösterdikleri için bu Fener’in gol atma şansı olağanüstü zayıflar. Bir de Soldado’yu oyuna aldı. Aykut, neden maçın başında oyuna sürmedi? Alt yapıdan gelme Ahmethan kardeşimizi acemi hareketler içinde böylesine bir müsabakanın içine sokması Aykut Kocaman’ın “Kocaman” çaresizliğidir. Fener iyi yolda demiştik. Ama ne yazık ki şimdilik aldanmış görünüyoruz. Fener asla iyi yolda değil. Ağır aksak futbol. Hücumda etkisiz ve yetersiz. Orta saha görüntüsü saç baş yoldurdu. Durum böyle olunca başarıyı elde etmek tesadüflere ve büyük şansına kalır. Böyle şansı Vardar önünde bulamayınca umulmadık bir yenilgiye mahkum kalırsın. F.Bahçe takım olarak o kadar konsantre dışı ki, maçın uzatma dakikalarında Mehmet Topal kendi kalesine kafayla ikinci Vardar golünü atarak turu sıkıntıya soktu.