Star Gazetesi’nin dünkü (Cuma) sürmanşetinde Mübarek’inki ile birlikte Fenerbahçeli Kuyt’un resmi ve hemen yanında da “Fener fark yedi” yazısı vardı.
Bendeniz de bugünkü Fenerbahçe yazımda bu sürmanşeti biraz değiştirip “Fener neden fark yedi?” konusunu ele almak istiyorum.
Meşhur bir fıkra vardır: İmparator komutana neden savaşta yenildiklerini sorar ve komutan “birinci neden olarak barutumuz bitmiş idi” diye cevap verdiğinde de imparator ikinci nedene geçmene gerek yok der.
Fenerbahçe’nin Arsenal’den Kadıköy’de üç gol yemesine ilişkin de bu “barut” fıkrasına benzer bir şeyler söylemek mümkün.
Malum, ligin ilk maçında da Konya’da iki-sıfır üstünlükten üç-iki yenilgiye geldik.
Fenerbahçe kendisinden piyasa değeri olarak on kat daha düşük bir takıma yenilir ise, üstelik iki farklı galibiyetten bu sonuca gelinir ise, teknik direktörün eleştirilmesi kadar olağan bir konu yoktur ve eleştirilmelidir.
Ancak, Çarşamba (21 Ağustos) günkü Star Gazetesi’nden okuyorum, öğreniyorum, bizim teknik direktör Ersun Yanal meğer eleştiriyi pek sevmezmiş (sevsinler eleştiriyi sevmeyen bu antrenörü).
Ersun Yanal da bu eleştiri sevmezliğini “Yanal tartışılmaz” biçiminde bir ifadeyle dile getirmiş.
Kariyerinde hiçbir uluslararası başarısı bulunmayan bir teknik direktör “Yanal tartışılmaz” diyebiliyor ise Konya’dan ve Arsenal’den üçer gol yememize neden şaşırıyoruz, ben de buna şaşırıyorum.
Barutun bittiği yer de tam burasıdır.
Arsenal maçının oynanacağı gün ve sonrasında takımın İsviçre’de CAS’da savunma veriyor olması da Arsenal’i elememizin başka bir imkansızlık kanıtı.
Salı gecesi Ada’da tarihsel bir hezimetten ürküyorum, korkuyorum. Yanal tartışılmaz: Konya üç, Fenerbahçe iki, Fenerbahçe sıfır, Arsenal üç.