Fenerbahçe’nin oyun sistemi iki ileri bir geri, tıpkı Mehter Takımı gibi... Üstüne üstlük hiçbir Fenerbahçeli futbolcu ne yaptığını, ne yapacağını bilmeden oynuyor. Varsa yoksa Lens’in üstün performansı ve kenardan sert kesme toplarla geliştireceği gol pozisyonları beklentisinde.
Fernandao oynadığı süre içerisinde Osmanlıspor defansının arasında yalnızlığa mahkum mücadele etti. Böyle olunca da gol şansı hayali beklentilere kaldı.
Fenerbahçe ağır aksak oynuyor. Orta saha oyuncuları zaman zaman top kayıplarında kaldı. Benim anladığım futbolda orta saha oyuncuları hücumcular ile verkaça girerler, pozisyonlar bulur ve gol atarlar. Ama ben Fenerbahçe’de bir gün böyle bir görüntü görsem Allah rızası için dişimi kıracağım.
Ayrıca rakip kaleye gol vuruşlarına bakıyorum da hiç vurmasalar daha iyi olur. Örneğin bir pozisyonda Ozan’ın şutu gibi. Gol olacak pozisyon olarak garibanlığı yaşayan Fenerbahçe, “Nereye koştuğunun farkında mı acaba?” diyorum.
İkinci yarı ilk önce Lens, sonrasında Fernandao’nun kale dibinden kaçırdıkları golleri ve kaleci Karcemarskas’ın kurtardıklarını gördüm. Bu kadar kolay olacak pozisyonları gole çeviremezseniz, maçı da zora sokarsınız. Aynen Osmanlıspor karşısındaki Fenerbahçe gibi.
Allah’tan Lens bir daha Mehmet Topal ile topu birleştirdi. Ve Mehmet Topal’ın golüyle Fenerbahçe öne geçti. Böylece zor giden maçta Fenerbahçe adına 3 puanı kaydeden oldu. Osmanlıspor’un bir şutu direkten döndü. Gol olacak bir kaç şutunda da Fenerbahçe kalecisi Fabiano gole izin vermedi. Sonrasında Mehmet Topal’ın maçın bitim dakikalarında atmış olduğu golle, Fenerbahçe kendi evinde, zor da olsa kazanan oldu. Fenerbahçe, dün akşam maçı kurtardı ama ilerisi için hiç de iyi şeyler söylemek mümkün değil.