Maçın ilk gol pozisyonunda Antalya’dan Serdar, ayağına gelen şansı, iyi kullanamayıp golü kaçıran oldu. Sonrasında gelişen geri pas pozisyonunu bu kez Fernandao tabelayı değiştiremedi. Caner’in duran top ortasını Mehmet Topal’ın kafasına değse gol olurdu, Topal ise topu ıska geçti. M’Bia’nın gol vuruşunu Volkan iyi bir zamanlamayla izin vermedi. Eto’o ise, ilk devre bitimine 5 kala golünü atarak takımı Antalya’yı öne geçirdi. Danillo ikinci Antalya golünü atınca Fener maça S.O.S vermeye başladı. Makoun’un 3. golü ise Fener’e havlu attırdı. Antalya takım olarak, Eto’o’nun patronluğuyla akıllı futbol oynayarak gole gidecek kontraları değerlendirerek Fenerbahçe’yi takım olarak yerin dibine soktu. Antalya böylesine istekli ve arzulu olunca maçı mutlak kazanabilmek için akıllı uğraş verirken, Fenerbahçe takım halinde akıllara durgunluk verecek ve ne yaptığı bilinmez bir futbol sergiledi.
Fenerbahçe, Antalya maçına kadar hep kötü futbol oynayıp, zar-zor kazanırken Fenerbahçe’nin yöneticileri takımın performansından ‘nasıl olursa 3 puanı alırız’ diye mutlu oluyorlardı. Ama maçı eleştirenler, yorumcular, köşe yazarları Fenerbahçe’nin galip geldiği eski maçlarında bile dikkatini çeken uyarılar içinde kalıyordu. En son maçın öncesindeki yazımda Antalya’ya dikkat çekmiştim. Dolaysıyla dünkü maçta gördük ki, bizim uyarılarımız ne Pereira’yı, ne de futbolcuları değiştirmemiş. Bu anlayış, bu futbola bakış açısı Fenerbahçe’nin Antalya’ya karşı farklı yenilmesini bize izletti.
Kısacası F.Bahçe, bu yenilgiyle arabanın lastiğini patlattı. Sonraki maçlarda nasıl bir düzelmeye dönük olacak bekleyip, göreceğiz. Pereira, her maçtan sonra finalde şampiyon olacağının garantisini verir gibi konuşmalarıyla taraftarlarına ümit veren olsa bile Fener, bu tarzla daha çok sıkıntı verir.