Beşiktaş “FEDA” diyerek ligin zirvesine veda etmişti. Fenerbahçe de Gençlerbirliği deplasmanında şampiyonluğa veda etti. Böylesine silik, böylesine yerlerde sürünen, akıllara durgunluk verecek bir savunma anlayışıyla Fenerbahçe’nin, Gençlerbirliği karşısında kazanması, zaten imkansızdı.
Düşünebiliyor musunuz daha maçın başladığı dakikalarda yandan gelen orta topuna Aykut kafayla çok rahat bir şekilde takımını öne geçirdi. Şampiyonluk adaylarından olan Fenerbahçe, bu golden sonra oyuna ağırlığını koyup tempo yapmalıydı. En azından biz öyle bekledik.
Baskılı gibi gözüktü ama yalan futbol oynadı!
Seyredenleri kandırdı!
Kaleci Volkan bana göre yediği her iki kafa golünde de topa çıkıp çıkmama kararsızlığı içerisinde olduğu için savunmasıyla birlikte gollere izin verendi.
İlk yarının bitmesine yakın dakikalarda ise Belçikalı Vleminckx aynı birinci goldeki gibi Fener savunması ve kaleci hatasından kafayla ikinci Gençlerbirliği golünü atan oldu.
Fenerbahçe 2 golle geriye düşmesine rağmen bırakın eforu üstün seviyeye çıkartmayı; ayakta duracak halde bile değildi. Kendi kendine yere düşen kalkamıyor; koşmaya, dirençli olmaya çalıştıkları zaman sanki ayaklarında pranga varmış gibi hareket ediyorlardı.
Fenerbahçe’nin net pozisyonu var mı diyecek olursak; ikinci yarı oyuna giren Mehmet Topuz’un önüne çok güzel bir pozisyon düştü. Öyle bir abuk vuruş yaptı ki top dağlara taşlara gitti resmen!
Kuyt çok koşuyor ama bu kadar boş koşan da, top kayıpları yapan da yine kendisiydi...
Aykut Kocaman nedense tek santrforlu futbolda ısrar etmesi, Webo’nun yanında Sow’la oyuna başlamaması, hücum gücüne darbe vurdu.
Gençlerbirliği kalecisi Ramazan’ı kutlarım. Fuat hocayı da alkışlamak istiyorum. İyi bir oyun formatı, taktiksel düşüncesi, Aykut’u 19 Mayıs Stadı’nda atılan gollerle, oynattığı oyunla tuş etti.
Kısacası Fenerbahçe’yi son zamanlarda bu kadar güçsüz görmedim. Hem de Galatasaray’ın kazandığı haftada ortaya konan bu futbol hiç yakışmadı. Resmen Fenerbahçe, kendi eliyle Galatasaray’ı şampiyon yaptı.