Fenerbahçe, ligin ilk yarısını kendi evinde, kendi seyircisinin önünde farklı kapattı. Öyle bir farklı kazandı ki; neredeyse yarım düzineye yakın gol attı.
Dün akşam ilk yarı itibariyle Fenerbahçe iyi futbol sergilemedi. İnanılmaz pas hataları içindeydi. Kayserispor ise özgüvenini kaybetmiş, takım halinde sanki Fenerbahçe karşısında beraberliği başarı görür bir haldeydi.
Ne zamanki ikinci yarı başladı, Fenerbahçe gol yağmuru ile birlikte oyunu da farklı bir şekilde domine etti. Şimdi golleri anlatmaya kalksak, satırlarımızda yazıyı bitirmiş oluruz.
Baroni, penaltıdan takımını öne geçiren oldu. Hemen ardından Bobo’nun Kayseri adına atmış olduğu gol maçı eşitledi. Maçın temposu Fenerbahçe adına düşecek diye beklerken; Sow’un muhteşem golü, Mehmet Topal’ın kafa golü, Emenike’nin dördüncü Fenerbahçe golü, hepsi birbirine benzer, füze niteliğindeydi. Bu arada Okay, Fener kalesinin dibinden topu dışarı atarak Kayseri’yi bir golden mahrum bıraktı. Caner’in beşinci Fener golünde ise abartısız, herkesin ayakta alkışlayacağı bir güzellik vardı ve bu gol resitale son noktayı koymuş oldu.
Fenerbahçe, özellikle ikinci yarıda atmış olduğu birbirinden güzel muhteşem gollerle, olağanüstü moral motivasyon kazanırken, ligin ikinci yarısına da aynı şekilde, aynı güzellikte başlamaya çalışacak. Dün akşam en yakın rakibi ile puan farkını hem korudu, hem de çok güzel bir 3 puan aldı Fenerbahçe...
Futbol böyle bir oyun. Sow iyi futbol oynarmış, Emenike kötü futbol oynarmış... Bir kenara... İstedikleri kadar başarısız görünseler de, attıkları gollerle takımlarını zirveye taşıyan oldular.
Kayserispor iyi takım görünüyor. İyi futbolcuları var. Ama inanılmaz bir futbol çöküntüsü içine girmişler. Maç kazanma duygularını kaybetmişler. Umarım, ligin ikinci yarısının hazırlık döneminde toparlanırlar. İyi çalışırlar ve bildiğimiz eski Kayserispor’u tekrardan yaratmaya çalışırlar.
Fener, topladığı puanlar ve atmış olduğu gollerle, yakın senelere göre bir ilki de gerçekleştirmiş oluyor.