Fenerbahçe, Ziraat Türkiye Kupası yarı finalinde Bursa’daki ilk maçta 2-1 kazanarak, önemli bir avantaj elde etmişti. Rövanşında ise kendi evinde Şükrü Saracoğlu Stadı’nda Bursa’yı misafir olarak kabul etti. Aynen karşıladığı gibi ‘misafirperver’ bir futbol sergileyerek, Bursaspor karşısında farklı yenilgiyle seyredenlerin tepkisini aldı. Bu Fenerbahçe, Süper Lig’de ne yapacağını bilemem ama kupa maçında ortaya koyduğu futbolla farklı yenilerek, sınıfta kalmıştır.
İsmail Kartal, çaresiz bakışlar içerisinde maçı izledi. İsmail hoca, takımı 2-0 yenik durumdayken Meireles’i oyundan alıp, Hasan Ali’yi oyuna sürmesi skoru korumak için mi, farkı yememek için mi? Bu kararı verdi. onu da bir türlü anlayamadım!
Aziz Yıldırım’a serzenişte bulunuyorum: ‘Bu Fener elden gidiyor Azizim!.. Gidiyor!’ Bursaspor karşısında bu kadar kötü futbol sergileyip, bir de fark yiyorsa bu Fenerbahçe, sarı-lacivertli taraftarların seyrettiği Fener değildir. Bundan sonra Fenerbahçe ligde ne yapar, o da bir muamma...
İçlerinden bir futbolcu çıkarıp, iyi oynadı diye bakmak istiyorum. Ama ne yazık ki, bulamıyorum. Bir Emenike seyrettim, oynadığı süre içinde kale dibinden gol kaçırıyor, sakatlanıp, oyun dışı kalıyor. Kuyt’a bakıyorum, Fenerbahçe’yi terketmiş ununu elemiş, eleğini asmış gibi.. Volkan Şen’in ilk Bursa golünde, Bekir’in hamle hatası vardı. Fernandao’nun atmış olduğu golde ise, bütün Fener savunması seyirci kaldı. Şamil’le de 3. Bursaspor golü gelince, Fenerbahçe oynadığı futbolla aldığı skorla, mazisini inkar ederek, maçı noktalamış oldu.
Bursaspor, hakikaten taş gibi bir takım. Topu ayağa oynuyorlar, hücumda araya toplar kulanıyorlar. Bireysel yetenekli futbolcuların fazlalığıyla, üstün gözüküyorlar ve de farklı kazanan oluyorlar.