Fenerbahçe, yüzde 51 Aykut hocanın favorisi olan Benfica’ya karşı oyuna sakin, tedbirli başlahgıç yaparken ilk yarının ilerleyen dakikalarında oyunu rakip Benfica yarı alanına yığarak, pozisyon bulmak için mükemmel baskı kurdu.
İlk yarı itibariyle Webo’nun gol pasıyla Sow’un kale dibinde dışarı giden topu bana göre gol pozisyonuydu. Ama gol değil, kaçan gol oldu. Sow’un direkten dönen kafa şutu, aynı şekilde hemen ardından Egemen’in bir kafa şutu kalecinin üzerine gitmesi Fenerbahçe adına şanssızlık sinyalleri vermeye başlamıştı. Kazanılan penaltıyı Baroni, gol yerine direğe çarpttırarak dışarı atması bana göre şanssızlık değil akıllara durgunluk verecek bir şekilde beceriksizlikti.
İkinci yarı başlar, başlamaz. Baroni ve Meireles’in üst üste gollük şutları sanki Benfica kalesini şutlarla döven bir Fenerbahçe izlettirdi bizlere. Bir gol şutu da Kuyt’dan direkten de dönünce şanssızlığın da bu kadarı dedirttirdi bizlere. Meireles’in bir vole şutunda sakatlanıp, dışarı çıkmasına akıl-sır erdiremedim. Sonrasında Egemen’in kafa şutu ilk önce direğe, sonra da kale içine girince beklenen Fenerbahçe golü skor tabelasına yazıldı, direklere rağmen.
Fenerbahçe mükemmel futbola yakın bir görüntü verirken, başta Gökhan Gönül mükemmel futbol sergileyen, penaltıyı yaratan hücum aksiyonlarında süpere yakın futbol sergilerken, savunma anlayışında da hatasızdı. Egemen’in yürekten futbolunu alkışlıyorum, gol attığı için değil. Yüreğini sahaya yansıttığı için. Eğer Fenerbahçe, şanssızlığın kaderine mahkum olmasaydı Amsterdam yolunu Saracoğlu’ndan garantilemiş olurdu. 1 gollü galibiyet de iyidir. Ama bu maç 3’lük ve 4’lük olabilecek bir maçtı. Bu futbolu sergileyen Fenerbahçe takımı, Amsterdam’a gitmese bile, helal olsun derim. Üzüntümü direklere takıldığımız için şanssızlığıma yanar, giderim. Bizim Erman Toroğlu’nun bir iddiası vardır. Devamlı televizyon ekranlarından bağırır, söyler. Çizgi hakemleri maçlara gerekli. Egemen’in attığı gol de çizgi hakemlerin verdiği kararla olmuştur. Bir hatırlatma yapmak isterim, bu kadar direkten dönen bir maçı ilk kez izledim. Dört top direkten döndü. 3’ü Fener’in, 1’i Benfica’nın. Fener’in kaçanlarının yarısı gol olsa, Fenerbahçe çoktan Amsterdam’a gitmişti.