Fenerbahçe’nin zorlu Bursa deplasmanı özellikle her iki takımın da son maçlarını kazana kazana gelmiş olduğu bu mücadele sonucunda kimin galip geleceği merak konusuydu. Çünkü öylesine bir maçtı ki, zirveyi çok önemli bir şekilde ilgilendiriyordu.
Öyle bir ilk yarı izledik ki, her iki takım da futbol anlayışıyla kazanma adına herhangi bir gol vuruşu yapamazken, pozisyon üretiminde de aktif görüntülerden uzak kaldı. Adeta maç orta sahadaki mücadele şeklinde geçti. Benim adamım Josef’in israrlı şekilde enlemesine ve geri oynamasına bir türlü anlam veremiyorum. Hadi diyelim ki Mehmet Topal savunma ağırlıklı orta saha oyuncusu. O zaman Josef ne yapmak istiyor? Bir bilen anlatsın. Hücum oyuncusu olan arkadaşlarına destek vermeyen katkı yoksunu. Fenerbahçe’ye hiç katkı sağlamıyor. İleri oynama isteğinde bulunduğu zaman pasları yerini bulmuyor.
Bursa’nın coşkulu taraftar desteğine rağmen bekleneni veremediğini gördük. Roberto Soldado’ya Bursaspor ceza sahası içinde yapılan penaltıyı, Giuliano gole çevirdi ve maç farklı sahnelere yelken açtı. Bursaspor baskılı futbol oynamayı hatırlarken, o zaman şu soruyu sormak isterim. Kalende gol gödükten sonra mı uyanacaktın!
Aykut Kocaman’ın futbol klasiği bu. Çok pas yapacaksın, sabırlı oynayacaksın, biraz da hücum ağırlıklı destek verildiği zaman pozisyonlar bulmasan bile bir penaltı golüyle 3 puanı hanene yazdıracaksın. Fener çok önemli bir üç puanla zirve yarışına tutundu.
Bursa bu maçı evinde muhteşem seyircisinin önünde kazanamıyor ise o zaman söylenecek tek söz kalır. Bu taraftara yakışmıyorsun Bursa.