Fenerbahçe ile Kasımpaşa'nın oynadığı lig müsabakası sonrasında bir anda bildiri savaşları kızıştı. Müsabakanın son saniyesinde Fenerbahçe lehine verilen penaltı kararı sonrasında Galatasaray'ın açıklaması ile savaşın ilk kıvılcımı çaktı. Ardından Fenerbahçe adına Selahattin Baki'nin daha sonra Galatasaray yöneticisi Can Natan'ın açıklaması geldi. Bunu Galatasaray'ın açıklaması izledi. Son olarak Icardi'ye verilen 1 maçlık ceza sonrasında Beşiktaş açıklaması geldi. Ortalık toz duman. Açıklamaların hızına yetişmek mümkün değil. Hepsinin ortak noktası Türkiye Futbol Federasyonu'na ve MHK'ye olan güvensizlik. Yapılan bütün bu açıklamalardaki tek farklı nokta ise Galatasaray'ın açıklamasındaki "TFF BAŞKANI MEHMET BÜYÜKEKŞİ'NİN TÜM KURULLARIYLA BİRLİKTE DERHAL İSTİFA ETMESİNİ BEKLİYORUZ!" şeklindeki içerik. Nihayet bu açıklama ile Galatasaray, bugüne kadar Fenerbahçe'nin yapamadığını yaptı ve TFF Başkanını ve TFF'nin tüm kurullarını istifaya davet etmiş oldu.
Gerçekten de haftalardır Fenerbahçe tarafı, TFF'yi salvo ateşine tutup, MHK Başkanı İbanoğlu'nu ve kurulu istifaya davet ederken özenle ve dikkatle TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi ve kurullarını istifaya davet edemiyordu. Fenerbahçe'nin bu tutumu, kamuoyunda önceleri Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, TFF Başkanı Mehmet Büyükekişi'yi atayan irade ile ters düşmek istemiyor şeklinde yorumlanırken, Riyad krizi sonrasında Mehmet Büyükekşi, devlet desteğini de yitirdiğinden özellikle Galatasaray tarafı, Ali Koç'un gerçek niyetinin böyle olmadığı sonucuna vardı. Ali Koç'un "Sezon sonunda bırakacağım, aday olmayacağım" açıklamasının ardından Galatasaray, Fenerbahçe'ye karşı iletişimini, "Ali Koç'un emeklilik ikramiyesi" sözleriyle kurmaya başladı.
GALATASARAY'DAN KESKİN HAMLE
Anlaşılan o ki, Galatasaray tarafı Ali Koç'un stratejisini çözmüş. Onlara göre Ali Koç aslında Demokles'in kılıcını TFF'nin başı üzerinde tutup, istifa istemeyerek kendisine avantaj yaratma ve bu şekilde fıtratında olmayanı, son yılında elde etme amacı güdüyor. MHK Başkanının kellesini isteyen Ali Koç, diğer taraftan da hakemlerin Fenerbahçe lehine pozitif ayrımcılık yapmasını amaçlıyor gibi görülmeye başlamıştı. Bunun için Galatasaray tarafı, Kasımpaşa müsabakasının son saniyesinde gelen penaltı golü üzerine Ali Koç'un iletişim stratejisine karşı "şah mat" diyerek Mehmet Büyükekşi'nin tüm kurulları ile birlikte istifasını istedi.
İşin özeti bu...
Bakalım TFF Fenerbahçe'nin mi, yoksa Galatasaray'ın stratejisine mi boyun eğecek? Yaşayarak göreceğiz.
Ancak bu köşeden defalarca Ali Koç'un stratejisinin yanlış olduğunu söylediğimi hatırlatmakta yarar görüyorum. Camianın bu denli kenetlendiği, tüm olumsuzluklara birlikte göğüs gerdiği, içerden yapılan yanlışlara ses çıkarmadığı tarihi mücadelede "Ben olduğum sürece Fenerbahçe'yi şampiyon yapmazlar" söyleminin neticesi tam da bu olur. Hak edilerek, terle kanla kazanılan şampiyonluğa rakip takım taraftarları "Ali Koç'un emekli ikramiyesi" der geçerler. Yazık değil mi bu futbolcuların, teknik ekibin, taraftarın emeklerine, çabasına?
VAR'A TELEFON MÜDAHALESİ!
Bu noktada kulağımıza gelen bir dedikoduya da değinmeden edemeyeceğim. Gelen bilgiler, Fenerbahçe-Kasımpaşa maçının ikinci yarısında (yani maçın ikinci yarısı oynanırken) VAR'a telefon ile ulaşıldığı ve Jayden Oosterwolde'nin pozisyonunda verilmeyen Fenerbahçe penaltısı ile ilgili VAR'ın kulağının çekildiği yönünde. Bunun sonucu olarak da VAR'ın protokole aykırı olarak son saniyedeki penaltı pozisyonunda elinde kesin kanıt olmadan müsabaka hakemini incelemeye çağırdığı söyleniyor.
Yine bu pozisyon öncesinde, Çağlar'ın yaptığı faul sonrasında, yardımcı hakemin (Aleks Taşçıoğlu) müsabaka hakemini interkom vasıtasıyla uyardığı ancak müsabaka hakeminin seyirci tepkisinden çekinerek uyarıya rağmen Kasımpaşa lehine faulü veremediği yönünde de dedikodular dolaşıyor. Bu konuların gerçekliği, VAR konuşma kayıtlarının incelenmesi ile değil, ancak hakemlerin kendi aralarındaki interkom kayıtları ve VAR hakeminin (Erkan Engin'in) telefon kayıtları ile ortaya çıkabilecek konular. Bekleyelim bakalım, bunlar ne gün ortaya çıkar.
İLAHİ ADALETİ UNUTMAMALI
Yazımın başında değindiklerim arasında Beşiktaş'ın Icardi konusundaki açıklaması bana göre en doğru olanı. Beşiktaş'ın Mehmet Büyükekşi ve TFF kurullarına daha en başından karşı olduğu bilinen bir gerçek. Icardi'nin hareketine benzer hareketler üzerine PFDK tarafından verilen emsal kararlar ortada. PFDK'nın Icardi'ye vermiş olduğu 1 maçlık cezanın benzeri bir başka karar bugüne kadar yok. Açıkça, PFDK, eşi benzeri olmayan 1 maçlık ceza kararı ile Icardi'nin Beşiktaş maçında oynayabilmesinin yolunu açmış. Bu yüzden Beşiktaş, açıklamasında yerden göğe haklı. Ancak bu noktada bir tecrübemi sizinle paylaşmadan edemeyeceğim. PFDK'nın ya da Tahkim Kurulu'nun, bu tip, bir takımı koruyan, kollayan kararları sonrasında; ilgili takımın bunu bir avantaja çeviremediğine dair onlarca örnek hatırlıyorum. Bundan önce de TFF kurullarında olmayan adaletin çoğu zaman Allah'ın adaletiyle sağladığını gördük.
Eminim bundan sonra da göreceğiz.