Dört dörtlük bir iş yapmaya yeltenip de, onu yüzümüze-gözümüze bulaştırmadan bırakmak olmaz... Çünkü şanımıza yakışmaz!
Süper Kupa sonrası G.Saray’a verilmesi gereken madalyaların, yanlışlıkla F.Bahçeli futbolculara takılması; tam da bizi tanımlar... Rezaletin anlaşılmasından sonra; tören sırasında takım değiştiren madalyaların, soyunma odalarından telaşla toplanıp gerçek sahipleri ile değiş-tokuş edilmesi, tam bir Komedi Dükkanı uyarlamasıdır... Bunun sorumlusu doğrudan federasyon başkanıdır ama, bilet her zamanki gibi gene gariban bir görevliye kesilecektir. Bugün birkaç kişi işinden olur!
Ya da “Olur böyle vakalar” denip iş şakaya vurulur.
***
“Federasyon başkanı, görevliler tarafından eline tutuşturulan madalyaları takar; yanlış olduğunu nerden bilsin” diyenlerdenseniz; sizinle gene anlaşamayız... Beraberindekileri savruk ve laubali çalıştırmaya alıştırmış bir başkan; fiyasko ortaya çıktığında masumiyet karinesi takınamaz. Geçmişte en ufak bir hatada kıyameti koparmamışsa, olası büyük yanlışlara evvelden davetiye çıkarmış demektir. Başkanı takmıyorlar ki, madalyaları yanlış taktırıyorlar... İşin vahim özeti bu!
Kupa töreninin nerede yapılacağına yönelik karar almakta bile zorlanan, aldığı kararı sebepsiz değiştiren ve bu nedenle krize neden olan bir federasyon; kendi kararsızlığı içinde zaten her türlü rezalete çanak tutar. Herkesin karşı çıktığı 6+0+4 yabancı kontenjanı konusu bile, bunların ne denli acz icinde olduklarını gösterir. Aslında bunu değiştireceklerdi ama, aldıkları kararın açıklanış dönemi, yeniden karar almayı engelleyen yönetmeliğe takılmıştı. Onu da sonradan öğrendiler.
Böylece federasyonun kendisi dahil; tüm kulüplerin, tüm futbolcuların, tüm teknik adamların ve tüm medyanın karşı çıktığı bir sistem, kerhen yürürlükte kalıyor. Böyle rezalet olur mu?
Beşiktaş’ı mali açıdan iflasın eşiğine getiren, evrakta yaptırdığı sahtecilik nedeniyle geçen sezon UEFA’dan ceza alıp Avrupa kupalarına katılamamasına yol açan Demirören; Türk futbolunu da FIFA sıralamasının dibine atmaya azimle çalışıyor.
Bir yanlış madalya da onun eline tutuşturup, yeter diye gönderin...
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderimi?