ABD ekonomisine olanlar ve olacaklar konusuna aşırı duyarlı bir dünya algısı oluştu. Olumlu ya da olumsuz dalgaların kaynağı ABD ve FED gibi görülüyor... Aslında Euro bölgesi, Japonya ve Çin de en az ABD kadar önemli kavşaklardalar. Buralardan gelecek doğru ya da yanlış adımlar da küresel çalkantı yaratacak boyutta. Ama şimdilik öncelik ABD.
ABD’ye bakarsak: FED kararından sonra her geçen gün piyasa biraz daha oturuyor. FED’den rahatsızlık yok. Bu iyi başlangıç. ABD’de en rahatsız edici gelişme, bono-tahvil faizinin tırmanması olur. Bu konuda henüz fazla bir hareket yok, ancak yılsonu tamamlandıktan, bilançolar kapandıktan sonra ocakta ile asıl sınav başlayacak.
ABD 10 yıllık faizde yüzde 2.95 ve yüzde 3.00 borsaya -Sat- işareti verecek dönemeçler. Faizin 2014 içinde 3.00-3.50 arasında oynaması bekleniyor. Ve bu banta ne kadar geç gidilirse, o kadar iyi... -Yükselen faiz.
Faizi beklerken, FED’de hâlâ yeni başkan ataması resmileşmedi. Bayan Yellen’in atamasının Senato’da onaylanması bu aralar olup bitmeliydi, ama ocak ayına ertelendi. 6 Ocak haftasında oylama bekleniyor. Yellen’in kaç oyla onaylanacağı, kredibilitesi açısından önemli. Geçen hafta Yellen hakkındaki usul oylaması 100 üyeli Senato’da 65 oyla geçti. Bu düşük bir sayı. Bernanke’nin başkanlığı 70 oyla kabul edilmişti. O da -düşük- bir skordu. FED Başkanı’nın ehliyeti konusunda bir tartışma yok, ancak onay sayısı önemli. Çünkü Kongre, FED’in patronu sayılıyor.
Kongre deyince... Önümüzdeki haftalarda ABD borç tavanı yeniden gündeme gelecek. ABD Hazinesi, Kongre’den aldığı yetkiyle borçlanma yapıyor. Bu yetkide borçlanma miktarı sınırlı. Bu sınıra-tavana 7 Şubat’ta varılacak... Bu tarihten sonra ABD Hazinesi’nin borçlanma yetkisi yok. O zaman da ABD Hazinesi için borcunu ödeyememe-temerrüt riski başlıyor. Bu çıkmaza ekimde de gelmiştik ve sorun son anda aşılmıştı. Bu kez muhalefetteki Cumhuriyetçi parti arıza işareti veriyor ve Obama yönetimine yol verilmeyeceğini söylüyor. Başkan Obama’ya da
geçen gün sordular ve -Bu konuda pazarlık yapmam. Kendi yaptıkları harcamaya kendileri izin vermezlerse, olacaklardan sorumlu olurlar- dedi. Şimdilik karşılıklı tehditler
sürüyor ve bekleniyor.
ABD Hazinesi’nin önceden nakit biriktirip dayanma süresini uzatması sözkonusuydu. Ancak Hazine Bakanı geçen hafta -7 Şubat’ta gerçekten tavandayız ve bu süreyi uzatma gücüm yok- dedi. Temerrüt halinde olacakları konuşmak için şimdilik erken, ama şunu söyleyebiliriz: ABD temerrüte düşerse, FED de çaresiz kalır.
Olumlu tarafta, herkes ABD’den daha iyi büyüme bekliyor. En son IMF Başkanı Bayan Lagarde da 2014’te ABD büyümesinin hızlanacağını söyledi. Büyümeyi de işsizliği azaltacağı için istiyorlar. Ancak ABD istihdamında şöyle sorun var: İşsizliğin azalması, iş aramaktan umudunu kesenlerin sayısının artmasından kaynaklanıyor. Yani iş bulmaktan umudunu kesenler, istatistik dışı kaldıkları için işsizlik rakamı düşüyor. FED de bunun farkında.
Lagarde bu soruna dikkati çekti. Gerçi o da biliyor, işsizlik rakamsal olarak düşse de FED desteği sürecek... IMF Başkanı ayrıca sürdürülür büyüme için ABD’de gelir ve servet eşitsizliğinin azaltılmasını, yani zengine daha çok vergi konmasını, orta kesimin yükseltilmesini, yoksula daha fazla destek verilmesini istedi. Başkan Obama da aynı telden çalıyor, ama ABD siyasetinin hiç bu meselelere girme niyeti yok.
Ve IMF Başkanı ABD Kongresi’nin -sorumlu davranıp- borç tavanı ve temerrüt konusunda yeni bir tartışma ortamı yaratmamasını temenni etti... Temenni edebilir de, henüz sorumlu davranış işareti yok. Üstelik sorunlu davranış belirtileri hayli fazla... İş yine inşallaha ve temenniye kalıyor. FED var, para politikası var, likdite var, niceliksel gevşeme var. Görünüşte herşey gayet bilimsel, ölçülür ve tartılır durumda... Ama gerçekte herşey -İnşallah-ta gelip düğümleniyor.