Uzun yıllardan bu yana Galatasaray’ın bu kadar yetersiz, bu kadar beceriksiz, bu kadar da kötü bir kadrosu olmamıştı. Sarı-kırmızılı takımda 3 tane futbolcu var: Muslera, Sneijder, Podolski. Geri kalanlarını PTT 1. Lig’de bile zor bulursunuz! Şu bir gerçek ki; saçma sapan bir transfer politikası, bu takımın ortaya çıkmasına neden oldu.
Galatasaray’ın eksikleri belliydi. Takıma bir sağ bek, bir stoper, bir ön libero ve bir santrfor gerekiyordu. Eğer Melo’yu tutarsanız, ön liberoya da gerek yoktu. Ne var ki transferde sadece futbolcu satıldı. Denayer alındı; ama Hamza onu oynatmamakta ısrar etti. Geleceği parlak sol bek Telles satıldı; yerine Carole alındı. Carole, Fransa 2. Ligi’nden geldi. Galatasaray’da oynayabilmesi için 10 fırın ekmek yemesi gerek daha.
Hamza, kendisine önerilen hemen hemen bütün futbolcuları veto etti. Sağ bekte Sabri’nin yeterli olacağını, takım içinden de bir ön libero çıkaracağını söyledi. Bunları, yönetimi zora sokmamak için mi yaptı bilinmez. Ama o gittiği gün, yönetim onu suçladı. Galatasaray, Burak’ı korudu, santrfor almadı. Yabancı futbolculara sırt çevirip yerli futbolcuları takıma aldı. Ve ortaya ucube bir onbir çıktı.
Hamza’nın savunulacak yanı yok. Eğer transfer sürecinde bazı şeyleri görebilse ve ısrar etse, Galatasaray bu kadar kötü durumlara düşmezdi. Mustafa Denizli’nin bir enkaz devraldığını kabul etmek zorundayız. Bu enkazı kaldırmak için de devre arasını beklemek şart.
Bu arada; Semih’in derdi neyse çözmek gerekiyor. Bir futbolcuda bu kadar düşüş doğal kabul edilemez.
Yasin top oynamıyor. Emre, üzerine bir şey koymadan bıraktığımız yerde duruyor. Sabri futbolu bırakmalı! Ya da Galatasaray onunla devre arasında yolları ayırmalı. Artık gençlere şans vermek gerek. Sinan gibi isimler oynamalı.
Galatasaray, Kasımpaşa karşısında; Muslera sayesinde puan almayı başardı. Sarı-Kırmızılılar’ı her hafta kalecisi kurtarıyor. Ama nereye kadar?..