Futbolda ağlamanın milliyeti yok. Yaşananlar karşısında tepkiler hep nalıncı keseri gibi. Hakeminden tutun saha zeminine kadar nereye baksan herkes ağlak! Juventus, Galatasaray’a yenilip Şampiyonlar Ligi’ne veda edince ağlamada zirve yaptı. Neymiş? Sahanın zemini bozukmuş!
Karabük yenilgisi sonrası Fenerbahçe’de de durum farklı değildi. 69’da geriye düşen Fenerbahçe nasılsa maçı kazanırız havasında oynarken konsantrasyonu bozuldu, saha zemini bahane oldu. Aşırı özgüven, zorlu koşullar, dirençli rakip, bekleneni veremeyen, soğuktan üşümüş, çıtkırıldım gözde oyuncular ve kaçınılmaz son! ‘Biz ancak böyle sahalarda yeniliriz, buz üstünde top oynadık, sakatlanırsak aylarımızı kaybedebiliriz” sözleri Fenerbahçeli futbolculara ait.
Fenerbahçe gibi dev bir takım böylesine ucuz bahanelerin arkasına gizlenemez. Ersun Yanal bunun farkında; “Önemli bir ders aldık, kaldığımız yerden devam edeceğiz” sözleriyle beylik cümleler kurdu ama Ersun Hoca bunun tedbirini alır, bir dahaki sefere de affetmez. Fener’in üç puan kaybı lige de hareket getirdi.
Trabzonspor galibiyeti sonrası Galatasaray’da da hava birden değişti. Fenerbahçe ile aradaki puan farkı 8’e indi. Bir bayram havası var ki sormayın. Futbol bunun için güzel. Ezeli rakibinizin puan kaybı, arada sekiz puan olsa bile farkın kapanacağı umuduyla heyecanı bir anda yükseltiyor. Ellerde kağıt kalem tekrar hesaplar yapılmaya başlandı bile. Daha ligin ikinci yarısı var. Fenerbahçe’nin ilk yarıdaki fikstür avantajı, ikinci yarı Galatasaray’da olacak. Beşiktaş ve Fenerbahçe Arena’ya konuk edilecek. Ancak, üç kulvarda mücadele eden tek takım G:Saray’ın işi oldukça zor ve yıpratıcı. 20. şampiyonluk ve dördüncü yıldızı takma arzusu Galatasaray için artı bir motivasyon kaynağı. Yükselen grafiği ve etkili futboluyla Wesley Sneijder, rakip ceza sahası önüne gelen her topa sihirli dokunuşlar yapan Didier Drogba Galatasaray’ı diğerlerinden bir adım öne çıkartıyor. Bunlar güzel şeyler ama gerçekleri de unutmamak lazım. Üç kulvarda mücadele eden bu takıma mutlaka takviye şart. Yeni gelecekler Mancini’nin yönetimine devre arası kampından önce verilirse alınacak verim de yükselecektir. Yönetimin ara transferdeki tavrı Galatasaray’ın hedeflerine yürümedeki ciddiyetini ortaya koyacaktır. Yöneticilik hünerlerini sergileme zamanı geldi. Çünkü yabancı almanız için öncelikle eldekileri satmanız gerekiyor. Kurallar böyle diyor.
Roberto Mancini yönetimindeki Galatasaray şimdiye kadar Arena’da hiç kaybetmedi, taraftarını üzmedi. İtalyan teknik adam Türk futbolunu da kendi takımını da üç aydır tanımaya çalışıyor. Zaman zaman farkını hissettiren dokunuşları da dikkat çekiyor. Ocak ayındaki kampın (takviye yapıldığı takdirde) onun adına çok verimli geçeceğine ve bunun pozitif görüntüsünün ligin ikinci yarısında Galatasaray’a yansıyacağına inanıyorum.