Fenerbahçe’nin bana göre şu aşamada transfer yapmaya ihtiyacı yok. Çünkü transfer yapacak eksik bölgesi yok. Mevcut mevkilere daha iyi birini bulmak devre arasında mümkün değil. İsim bulsanız bile hem çok pahalı olacaktır hem de uyum sorunu yaşanabilir. Bir de işleyen bir sistemin içine birini koyarsanız belli bir süre çarka uyana kadar sırıtacaktır. Şu an sahada görev alan, kulübede oturan, tribüne çıkan oyuncular birbirine alışmış durumda. Çalışan takıma giriyor. Görev alıyor. Tek cephede mücadele geniş kadro açısından dezavantaj olsa da kendi içinde bir denge kurulmuş. Üstelik kenarda çok yetenekli genç oyuncu Salih ve yabancı sınırlaması yüzünden forma giyemeyen Holmen gibi isimler var.
Fenerbahçe ligin ilk yarısında üstün bir performans gösterdi. Tüm istatistiki rakamlar zirvede. Sahada sergilenen oyun çok mu iyiydi. Bu tartışılır. Daha iyi futbol beklentisi var. Fenerbahçe’nin ikinci yarıya iyi bir başlangıç yapıp bir seri oluşturması rakipler üzerinde ayrıca bir baskı unsuru olacaktır. Bunu başarırsa şampiyonluk yolunda daha rahat yürür. Puan farkı açılırsa gevşeme olacağını sanmıyorum. İnanmış bir ekip görüntüsünü hiç kaybetmediler ve bunu her fırsatta gösteriyorlar. Sürpriz sonuçlar çıkar mı çıkar. Zorlu deplasmanlar dışında Konya ve Karabük maçları benzeri sonuçlar yaşanabilir mi; evet. Futbol bunun için güzel oyun.
Fenerbahçe doğası gereği kazanmaya yönelik oynayan bir takım. Bunun için öncelikle rakibe kendi oyununuzu kabul ettirmek zorundasınız. Hem de oyunun iki yönünde, top hem rakipteyken, hem de sizdeyken istediklerinizi sağlayacak bir takım oyunu ve düzeni oluşturmak gerekli. Eğer bazı maçlarda kalecinize çok iş düşüyor ve o maçın yıldızı oluyorsa birlikte oynamada sorun vardır.
Ligin ilk yarısında Fenerbahçe’de bu tür görüntüler yaşandı. Sistem ne olursa olsun (4-4-2, 4-1-4-1,4-3-3, 4-2-1-3) onu uygulayacak oyuncuların yeteneği, değeri, performansı, motivasyon ve konsantrasyonu en önemlisi bunların dayanağı kuvvet ve kondisyonları yeterli olmalıdır. Fener’in 24 kişilik kadrosu da bu özelikleri barındıran oyunculardan oluşuyor.
Kazanmak için önce inanmak, sonra çalışmak gerekli. Yanal’da Mancini kadar olmasa da takımıyla iyi bir hazırlık dönemi geçiremedi. Mevcut sistemi korumaya ve ona katkı yapmakla durumu idare etmeye çalıştı. Sonra takıma hakim oldu. Şimdi elinde bir hazırlık dönemi fırsatı var. Burada da yapılması gerekenler kondisyon ve kuvvet çalışmaların dışında, size her şartta baskı yapabilecek, cesur paslaşmalarla oyunuzu bozabilecek rakiplere karşı bağışıklık sistemini geliştirmektir. Fener’i sadece kendi silahıyla vurursunuz. Bunu bilen teknik adamlar artık çoğunlukta.