Lider Galatasaray’ın kazanması, Fenerbahçe’nin ŞL hedefi için maçı kazanma zorunluluğunu doğurmuştu. Antalyaspor da AL için şans aramaktaydı.
FB’nin 37.günde 12.maçıydı. Sık sık maçların yıpratıcılığından korunmak için Aykut Kocaman zengin kadrosunun avantajını kullanarak rotasyon uyguluyor. Bu durum, artık onun da güvenini iyice kazanan Salih’e yarıyor. Genç oyuncu dün usta Emre’nin yanında önce ikinci güç gibiydi, ama kısa süre de olsa birinci çizgide bir görüntü verdi. 11.dakikada görerek, kararlı ve ustaca, öldürücü yere vurarak maçın ilk golünü attı. Emre ile onu karşılaştırmak istiyorduk, ama Emre erken sakatlandı, çıktı. Ancak Salih, çabuk ve kararları, başarılı uygulamaları, oyunun iki yönüne de katılması ile hızla birinci adamlığa ilerliyor. Olumsuz yanı oyun akışında temposunun giderek düşmesi.
Tita ve Aissati’nin oyun kurma performansı, Diarra’nın karşı savunmaya uyguladığı baskı Antalyaspor’da öne çıkan değerlerdi. Antalya’nın uygulama hatası çoktu, ama oyunu öne doğru hızla, tempolu geliştirme ilkesi çok doğru bir seçimdi. Maça güzellik katan faktör oldu. Ne var ki mücadele ilerledikçe savunma sıkıntıları çekti. Top çıkarmakta zorlandı. Zira topu uzun oynayacakları yerde, kısa, ayağa paslarla çıkmak istediler ve yedikleri baskı altında kayıplar yaptılar.
Fenerbahçe’nin ikinci golü, bir kere daha yakın direğe gönderilen korner topunun Gökhan tarafından aşırtılma organizasyonu ile atıldı. Fenerbahçe bunu üç yıldır yapmakta! Ve hemen her rakibi aynı oyunu yutup gol yemekte! “Rakibi iyi çalıştık” der dururlar, ama demek ki çözüm bulamıyorlar! Fenerbahçe’nin en önemli transferlerinden biri devre arasında gelen Webo. O yok iken Sow, onun açtığı alanlara çok ihtiyaç duyuyor. Gene büyük güç, ama Pierre Webo ile çok daha büyüyor. Sık sık maçların Fenerbahçe’yi fizik olarak olumsuz etkilediği de bir gerçek. Buna karşın kazanması takdire değer.