Fenerbahçe, zorlu Konya deplasmanında ilk yarıda Abdülkerim’in Lens’i ceza sahası içinde düşürünce kazanılan penaltıyı Emenike’nin gole çevermesiyle öne geçti. Oyun olarak Konyaspor, Fenerbahçe’den daha üstündü. Ev sahibi ekip iyi oynamasına rağmen, baskı kurmasına rağmen, gol olabilecek net pozisyon üretmekte biraz kısır kaldı. Van Persie’nin kale dibinden topu direğe çarptırıp golü kaçırması onun kalitesine yakışmadı. Böylesine kaliteli gördüğümüz bu oyuncunun beceriksiz görüntü vermesi olacak bir şey değil.
Konyaspor 2 devrede daha da üstün görüntü vererek adeta Fenerbahçe’yi kendi yarı alanına kilitlemiş oldu. Kazanılan ve atılan penaltı, artı Van Persie’nin direkten dönen topu dışında Fenerdbahçe’nin akılda kalan gol pozisyonu girişimi yoktu. Ama her şeye rağmen, özellikle Fenerbahçe’nin üç puana öylesine ihtiyacı vardı ki, 1-0’ı koruma adına takım halinde güvenli savunma görüntüsü verdiler. Özellikle Skrtel’in hava topları ve rakibine olan müdahaleleri mükemmele yakındı. Ceza sahası içinde eline gelen topa Bülent Yıldırım penaltı vermek yerine es geçerek görmezden gelmesi onun şansıydı. Her iki takım da Avrupa yorgunuydu. Konyaspor böyle baskı kurup golle buluşamadıysa, bu Fenerbahçe savunmasının da olağanüstü dikkatli olmasından kaynaklanmıştır.
Fener’in bundan sonra oynayacağı müsabakalarda bu ağır aksak temposu ile maç kazanması pek kolay gözükmüyor. Takım halinde çok adamla savunma yapmak her zaman maç kazanmaya yeterli olmaz. Kısacası Konyaspor, Aykut Kocaman’ın beklentisi doğrultusunda kendi evinde ve seyircisinin önünde bu maçın öncesinden favori görünmesine ve iyi futbol oynamasına rağmen maçı kazanma adına ne yazık ki beklediği gollere kavuşamadı. Fener’de ise sağlaklı bir takım görüntüsü verebilme adına özellikle orta sahası hücuma çıkan oyuncularına destek verme adına biraz daha katkı sağlamalıydı.