Çoğu zaman içeride ve dışarıda gündem farklı zannedilir. Oysa içerideki gündemimiz özellikle emtia piyasalarındaki dalgalanmanın etkisiyle şekilleniyor.
Son haftalarda vatandaş evine ve işyerine gelen faturalardan şikayetçi. Kiminle konuşsak faturaların yüksekliğinden bahsediyor. Bugünlerde Atina'dan Londra'ya kadar konuştuğum Avrupalı dostlarımın da faturalardan muzdarip olduğunu bizzat test ettim. Her ülkenin krizi hissetme eşiği farklılık gösterse de kış şartlarında evinde daha çok zaman geçiren herkes fatura krizinden etkileniyor.
Enerji zincirinin son halkasında konut, imalathane, işyeri mevcut. Doğalgaz, elektrik, su faturaları birbiriyle irtibatlı elbette.
Faturalara yansıyan artış tost makinesi çalıştıran büfeden, soğuk zincirde ürün satan süpermarketlere kadar her noktada fiyatlara yansıyor.
İmalathanelerde ve fabrikalarda elektriksiz imalat mümkün değil. Her çeşit imalat sanayiinde makine ve fırın çalıştıran işletmeler yüksek elektrik sarfiyatı yapmakta.
Kimi üreticiler ise doğrudan petrole dayalı imalatla meşguller. Zaten ne üretirseniz üretin dağıtım ve sevkiyat sürecinde benzin ve motorin fiyatları sizin tüketiciye ulaşmanızı doğrudan etkiliyor.
Vatandaşın hayatını etkileyen faturaların arkasında uluslararası piyasayı belirleyen krizler var elbette. Petrolün varil fiyatını 95 dolar civarına çıkaran sebepler çok yakında 100 dolara ve üzerine çıkmasını da tetikleyebilir.
Petrol ve doğalgaz piyasaları pandeminin ardından dünyada yeniden canlanan tüketim talebini karşılarken yükselme trendine girdi. Ukrayna-Rusya krizi başat bir role sahip. Piyasadaki volatilite tarafların tutumları ve açıklamalarıyla kendini gösteriyor.
Rusya'nın Avrupa'ya sattığı Baltık gazını yarı yarıya kesmesi ve Kuzey Akım2 vanasının açılamaması tetikleyici sebeplerden. Rusya Çin'e doğalgaz sevkiyatını artırarak bu süreci atlatmaya çalışırken dünya piyasaları bu süreçten olumsuz etkilendi.
Bizim faturaları düşürmenin içerde bir çaresi yok görünüyor. Sosyal devlet gereği destek fonu devreye giriyor ve vatandaşın kışı rahat atlatması için gayret gösteriliyor. Ancak tüketim tarafında emekliler ve imalat sanayii için indirim formülleri de aramak zorundayız.
Fatura krizinin çözümü Ukrayna ve Rusya krizinin masada çözülmesi ve piyasaların normale dönmesi ile mümkün olabilir.
Türkiye çok boyutlu krizin anahtar ülkesi konumuna geldi. Rusya'nın karşısında Ukrayna yalnız değil. ABD-AB ittifakı NATO ile bölgemizde varlık gösteriyor. Türkiye ise sıcak bir çatışmanın yerine masada uzlaşmanın gereğini taraflara çağrı yaparak dile getiriyor.
Savaş çığırtkanlığı bölgeyi ateş çemberine çevirirken silah ve enerji fiyatları üzerinden beslenen lobiler kışkırtıcı misyonlarını sürdürüyor.
Fatura krizinin müsebbibi Ankara değil bu tabloya göre ancak çözüm merkezi Ankara olabilir. Bugünlerde Erdoğan'a dünyanın daha çok ihtiyacı var. Ümit ediyoruz ki Erdoğan, tarafları yatıştırarak dünyayı felakete sürükleyecek senaryoya son verecek çözümün anahtarı olur.