Futbolcusu çok önemli bir maçta bir an sinirlerine hakim olamıyor, kırmızı kart görüp takımını 10 kişi bırakıyor, hakeme saldırıyor, ağır bir ceza alıyor. B futbolcusu, takımının şampiyonluğa gittiği bir dönemde sahada tartıştığı arkadaşını, soyunma odasına kitleyip bayıltıncaya kadar dövüyor, takımın havasını kaçırıyor. Tasvip edilmeyecek bu iki olaydan sonra medyanın takındığı tavra bir bakın... ÖSS sınavındaki soru gibi futbolcuları A ve B diye yazınca çok dert olmuyor ama birinin adı Engin diğerinin adı Melo olunca ortada standart falan kalmıyor.Engin'in durumu için psikiyatristlerden görüş alan, 'çocukluk yıllarına dönmek lazım' başlıkları atan, Engin'in tüm futbol kariyerini masaya yatıran medya aynı hassasiyeti neden Melo için göstermedi acaba?
***
Gördüğü her turiste "Türkiye'yi, yemekleri, sevdin mi?" diye soran zihniyetin bir tezahürüdür bu. Bu kompleks medyanın hemen her dalında da görülür. Kendi yazdığı muhabirin haberine şüpheyle bakan ama aynı haber birgün sonra dış basında çıktığında hemen oradan alıntı yapan, Türk ekonomisini, Türk siyasetini yabancıların bizden daha iyi bildiğin inanan kafanın spor versiyonudur.
İlkelere göre değil de isimlere göre hareket ettikçe benzer vakalarla da defalarca karşılaşacağız...
***
Fatih Terim, Galatasaray'ın başına ilk geldiğinde spor medyasındaki 'dudak büken', 'temsil kabiliyetini düşük bulan' yorumları elbette unutmamıştır. Ülkesini Akeniz Oyunları Şampiyonu yapan, ilk kez Avrupa Şampiyonası finallerine götüren bu Hoca'nın adı Fatih değil de George olsa elbette o yorumlar yapılmazdı. Sportif başarıyla yetinmeyen, her sezon kendini geliştiren, üzerine birşeyler koyan Fatih Hoca şimdi bir standart imtihanında. Üstelik bu imtihan sadece medyaya karşı değil Melo takım arkadaşını dövdüğünde susan ama Engin konusunda 'en ağır ceza' açıklaması yapan Başkan'a karşı da veriliyor.
***
İlkeler ve isimler... Kimse bana soyunma odasında kavga olur demesin zira burada sahada başlayan bir olayın soyunma odasında devam ettirilmesi var. Anlık sinir denemeyecek kadar uzun süren birşeyden bahsediyoruz. Eğer üzerinde başarı baskısı olmasaydı benim bildiğim Fatih Terim geçen sezon Melo'nun biletini keserdi. Melo'nun bileti kesilmediyse şimdi Engin'in kellesini isteyenlere Terim'in gülüp geçmesi gerekir...