Galatasaray için şampiyonluk maçıydı. Bir sezon boyunca döktükleri alın terinin karşılığını almak için Göztepe önüne çıktılar. Fatih Terim’i yakından tanıyanlar bu tür final maçlarında futbolcularını “Asla bir puana oynamayın. Çıkın sahaya kazanıp, dönün” diyeceğini tahmin edebilirdi.
Ancak ilk yarıda görüldü ki, Terim’in söylemlerinin aksine futbolcular şampiyonluk stresinden olacak ilk yarı pek bir varlık gösteremedi. Göztepe, baskılı, dirençli ve atak bir futbol sergiledi. Selçuk Şahin ile, Demba Ba ile, Ghilas’la, Goufran ile sürekli Galatasaray defansını bunalttı. Kaleci Muslera iyi günündeydi ve gollük vuruşları başarıyla önledi. Cim-Bonm’da ayakta kalan tek isim Rodrigues’ti. Sürekli golü aradı. Bir serbest vuruşu üstten auta gitti. Ona ayak uydurması beklenen Gomis ile vasatın altında kaldı. Göztepe’nin etkili gözükmesinde bir diğer etken de orta sahada görev yapan Belhanda ve Donk’un etkisiz olmasıydı. Feghouli’nin kanadı da işlemedi. Linnes ve Nagatomo da fazla ileri çıkamayınca Cim-Bom’u değil, Göztepe’yi izledik..
Devre arasında Terim’in fırça attığı belliydi. Galatasaray daha derli toplu oynamaya başladı. Sahada yine Rodrigues ön plandaydı. Defansta da Denayer tüm açıkları kapattı.Terim’in Feghouli’yi çıkartıp Sinan’ı sahaya sürmesi sağ kanadı güçlendirmek içindi. Cim-Bom’a şampiyonluk müjdesi 65.dakikada Gomis’ten geldi. Kosonaviç’in yaptığı hareket net penaltıydı. Hakem Cüneyt Çakır’ın kararı doğruydu. Akhisar deplasmanında penaltı kaçırdığı için ağlayan Fransız yıldız, bu kez topu filelere gönderirken Galatasaray’ı da sevinçten ağlatıyordu.
Sonuçta şampiyonluk ipini 21.kez göğüsleyen Galatasaray’ı yürekten tebrik ediyorum. Tabii de bunda en büyük pay Teknik Direktör Terim’indir.. A Milli Takım serüveninden sonra küllerinden yeniden doğduğunu Galatasaray’daki 7.şampiyonluğunu kazanarak gösterdi..