Kadim kelimesinin tam tamına anlam bulduğu, hatırlattığı, yaşattığı, hayran bıraktığı bir şehir Edirne... Asaleti, saygısı, sevgisi ve hoşgörüsüyle sultanların şehri, Serhat şehri, Osmanlı’nın başkenti, Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul’u fethetmek için dualarla yola çıktığı, Balkanlar'ın kalbi Avrupa’ya açılan bu şehir adeta 'turizmin fethi Edirne’den başlar' dedirtiyor.
Üç Şerefeli’nin kapısı, Selimiye’nin yapısı, Eski Camii’nin yazısı...
Gülüne kurban, lalesine hayran...
Sultanları, şehzadeleri, erenleri, evliyaları birbirinden güzel camileriyle hayran hayran baktırır kendine...
Selimiye’den gelen ezan sesiyle yalınayak koşarak buldum kendimi bir sabah namazında Allah’ın evinde; Selimiye Camii’nde...
Maneviyat ikliminin en özeli hissedilir yürekte, ruhunuza iyi gelecek bir dinlenmeye, tatile ihtiyacınız olduğunda huzurun Edirne’deki konaklama adresi Taşodalar, Selimiye’nin başucundaki saklı bahçe. Hem de öylesine özel ki Fatih Sultan Mehmet Han’ın doğduğu ev olarak rivayet ediliyor. Bir de tarihi Edirne Kervansaray Han var, orada da kalmak isteyebilirsiniz ama ne yazık ki şu an kapalı. Umarım en kısa sürede hizmete açılır.
"1440 yılında Edirne nüfusu 350 bin iken 316 cami ve mescit varmış, bunların 16 tanesi Selatin Camii. (Sultanların yaptırdığı çok minareli camiler) Yıl 2018, merkez nüfus 167 bin cami ve mescit sayısı 71... Edirne dört defa işgal görmüş, 1829 ve 1878'de Ruslar 1913'te Bulgarlar, 1920-19227te Yunanlılar işgal ediyor ve işgal dönemlerinde mezarlıklara kadar tahrip ediliyor" diyor Taşodalar’ın Müdürü Edirne tarihi araştırmacısı Cengiz Bulut.
Vakıflara bağlı Taşodalar, 1 Haziran 2018 tarihinden itibaren TOBB tarafından işletilecek. Hemen yanında 700 yıllık Osmanlı Sarayı mirası Saray Hamamı; 1365 yılında yapılmış. Edirne’nin fethinden sonra yapılan ilk sarayı (Saray-I Atik) döneminden ayakta kalabilen tek yapı. Hamam önceleri sadece saraya hizmet verirken sonraları halka açılmış ve Selimiye’ye vakfedilmiş. Bazı tarihçiler bu hamamın ayakta kalabilmesini Selimiye’nin yapım yıllarında kullanılmış olmasına bağlarlar. Balkan Savaşı'ndan beri kapalı olan Saray Hamamı günümüze restore edilmiş ve halkın hizmetine açılmış. İsmail Cebeci tarafından işletiliyor. Her gün sabah 07.30 ile 24.00 saatleri arasında bay ve bayan bölümleriyle hizmet veriyor. Gelin Hamamı, Lohusa Hamamı, Bebeğin 40 Hamamı, Adak Hamamı, yaş alma hamamı, damat hamamı, sünnet hamamı, asker hamamı, bayram hamamı ve Kırkpınar Başpehlivanı'nın güreş meydanından saraçlara kadar yürüyerek oradan da Saray Hamamı’na getirilme geleneği Edirne’de yaşatılıyor.
Yine Edirne’de 5-6 Mayıs 2018 tarihleri arasında Kakava Hıdrellez Şenlikleri ile baharın heyecanı sizleri bekliyor. Edirne’de sizi bekleyen sürprizler yazmakla bitmez. Bir tanesini ben söyleyeyim, Taşodalar’a yolunuz düşerse odalarındaki gardropları açtığınızda görecekleriniz bunlardan yalnızca birtanesi...
Tarihe tanıklık eden bu konağın odalarının isimlerinden bazıları; Fatih Sultan Mehmet Odası, Kanuni Sultan Süleyman Odası, Yavuz Sultan Selim Odası, Mimar Sinan Odası, Hürrem Sultan Odası...
Edirne Gazetesi’nden genç meslektaşımız Bekir Tüccar kardeşimin ricasını kırmayarak Edirne turizmi ile ilgili gözlem, deneyim öneri ve fikirlerimi samimiyetle paylaştım. Özellikle belirttiğim husus Edirne’deki turizmin günübirlik anlayışından kurtulması gerekir. Bu konuda çalışmalar hızlı bir şekilde yapılmalı. Edirne’yi anlamak için Edirne’nin içinde kaybolmak gerekiyor, Edirne günübirlik turizm mantığını aşar ise Türkiye’nin turizm yüzü olabilir. Edirne, Roma’dan Osmanlı İmparatorluğu'na , Traklar'dan günümüze kadar bir öz kültür... Bu durum bile başlı başına bir turizm potansiyeli. Edirne gastronomisi, çarşıları, köprüleri, nehirleri, tarihi ve kültürel değerleriyle Osmanlı’ya tam 92 yıl başkentlik yapmış bir şehir.
Dünyanın herhangi bir yerinden gelen bir turistin saray mutfağıyla, Kırkpınar'la, Enez'le, Kakava ile tanıştığını, dünyaya mal olmuş Selimiye Camii’ne bakakaldığını düşünebiliyor musunuz? Günümüzde yaşayan açık hava müzesi Edirne...
Unutmadan ifade etmek isterim ki Edirne’de bir yaşayanlar var bir de 'Bahri Dinar' gibi Edirne’yi yaşayanlar, gönlünü verenler, her sabah uyanınca 'Allah’ım ben bu güzel kent için ne yapabilirim? Ecdadımın mirasını nasıl yaşatabilirim?' diyenler var.
Taşodaları’nın görevlisi tarih öğretmeni Ozan Seyhan ile sohbetimizde kendisi şu bilgileri verdi:
"II. Mehmet’in Edirne Eski Sarayı'nda doğduğuna dair bilgiler bulunmakla beraber bir diğer kaynakta ise II. Mehmet’in doğumu şöyle zikredilmiştir; 'Tacüttevarih (cilt I. s. 344’de) 833 Recebin 7’si Cumartesi günü BAĞ-İ MURAD’TA GÜL-Ü MUHAMMEDİ açıldığını yazar. NEŞRİ Tarihi de olayın aynı tarihlerde olduğunu söyler. Böylece Fatih Sultan Mehmet 1432 yılının 29 Mart’ında doğumu Saray-ı Atik’te gerçekleşir. Fatih Sultan Mehmet’e II. Murat babasının adını verir ve Fatih Sultan Mehmet tarihimize II. Mehmet olarak geçer."
Bugün ise Edirne Eski Sarayı'na ait kesin bilgi olmasa da iki yapı ayakta bulunmakta. Bunlarda biri şu an otel olarak kullanılan ve Fatih Sultan Mehmet’in doğduğu ev olarak gösterilen Taşodalar, diğeri ise Ahmet Badi Efendi’nin zikrettiği ve şu an halen kullanılan saray hamamı... Bu iki eser günümüze kadar ulaşmış, Osmanlı döneminde ve Cumhuriyet döneminde çeşitli vasıflarda kullanılmış halen de kullanılmaktadır.
Son olarak eklemek isterim ki beş hudut kapısı var, Edirne’nin ama tarifi hudutsuz…