Milli Takımımız 2018 Dünya Kupası finallerine gidebilme adına Finlandiya ile Antalya’da oynadığı maçı gol yemeden rahat bir şekilde kazandı. Bu müsabakadan üç gün sonra Moldova ile oynadığı hazırlık maçında da ilk maçta şans bulamayan oyuncular forma giydiler ve iyi bir oyun ile rakiplerini mağlup ettiler.
Milli Takımımız’ın Finlandiya galibiyetini asla küçümsemiyorum ancak bu galibiyet sonrasında özellikle basında yaratılan “zafer kazanılmış havasını” da asla doğru bulmuyorum.
Çünkü Finlandiya, Kosova ile birlikte bu grubun en zayıf iki takımından birisi. Çok büyük bir ihtimal ile de grubumuzda yer alan ilk dört takım, hem Finlandiya hem de Kosova ile oynadığı maçların hepsini kazanacaklar. Milli Takımımız’ın Haziran ayında Kosova ile oynayacağı maçtan da çok rahat bir şekilde üç puan ile ayrılacağına inanıyorum.
Ancak asıl sıkıntılı geçmeye aday maçları ise yeni sezonda Eylül ayında rakip sahada Ukrayna ve evimizdeki Hırvatistan ile oynayacağız. Eğer ki bu iki maçtan en az dört puan ile ayrılamazsak işimiz mucizeye kalır. Bir diğer gerçek ise bu grubu birinci olarak bitirecek takımın Hırvatistan olacağıdır.
Milli Takımımız’ın yapabileceği en iyi şey ikinci olmak için yarışacağı rakipleri İzlanda ve Ukrayna’yı geçip Dünya Kupası fnallerine katılabilmek için play-off maçı oynamak olmalıdırlar. Ancak Milli Futbol Takımımız adına en büyük handikap ise Fatih Hoca tarafından kadro istikrarının bir türlü sağlanamamış olmasıdır.
Milli Takımımız’ın son üç maçına baktığımız zaman İzlanda maçı ile ondan sonra oynadığımız Kosova maçı kadrolarında ilk 11 içinde 7 değişik oyuncunun, Kosova ile Finlandiya maçları arasında ise 5 değişik ismin ilk 11 içinde yer aldığını görüyoruz.
Sol bek olarak İzlanda’ya karşı Caner, Kosova maçında Hasan Ali, Finlandiya maçında İsmail oynuyor. Hücum hattında İzlanda maçında Yasin ve Emre Mor, Kosova maçında Burak ve Arda, Finlandiya maçında Cenk Tosun ve Olcay Şahan yer alıyor.
Oysa ki Avrupa’da başarılı olmuş ülkelerin kadrolarında bu kadar keskin değişiklikler olmaz. Ayrıca Fatih Terim’in, bu ülkede stoper oynayabilecek hiç bir oyuncu yokmuş gibi orta alan oyuncusu Mehmet Topal’ı stoper oynatma inadından da vazgeçmesi gerekir.
Sonuç olarak Milli Takımımız’ın başarı ya da başarısızlığında futbolcuların form durumu kadar teknik direktör Fatih Terim’in form durumu da etken olacaktır.