Alman Focus dergisinin ortaya çıkardığı ilişkiler ağı, Avrupa’da yaşayan Türk etnik toplumu için alarmdır!.. Dergi, Alman, Fin ve İsveç neo-Nazi gruplar başta Avrupalı aşırı sağcıların Rusya’nın St.Petersburg kenti yakınında bir milis kampında askeri eğitim aldıklarını belgeledi.
Tablo vahimdir. “Aşırı milliyetçi” kimlik taşıyan siyasi hareketlerin “küresel işbirliğine” işaret etmektedir.
Alman Naziler ile Rus Slav milliyetçilerinin ortak hedeflerde buluştuğu, yanlarına Amerikalı ırkçı/faşistleri de aldıkları çok büyük bir cephe ile karşı karşıyayız…
Ortak hedefleri, Müslümanlardır…
· UKRAYNA SAVAŞI İLE TETİKLENEN SÜREÇ…
2014’te başlayan Ukrayna-Rusya çatışması ile gündeme gelen bir gelişmenin son halindeyiz. 2017’de Donbass Savaşı ile ilgili ortaya çıkan tablo, Belarus, Sırp, Gürcü, Yunan, Alman, İsveç, hatta İtalyan faşistlerin bu savaşın iki cephesinden birinde görev aldıklarını göstermişti.
Ama, St.Petersburg’da, Çarlık Rusyası’nın yeniden kurulması hedefiyle ortalığa dökülmüş faşist Rus İmparatorluk Hareketi’nin Almanya’nın neo-Nazi hareketleri Ulusal Demokratik Parti ve Üçüncü Yol’un üyelerine milis eğitimi vermesi işlerin yeni bir sürece girdiğini gösterdi.
Aynı kampta, son dönemde, Müslüman mültecilere karşı çok sert rüzgarların estiği ülkelerden, İsveç ve Fin aşırı sağcıların da eğitim aldığının ortaya çıkması endişeyi büyüttü.
Nazi-faşist hareketlerin, tıpkı DAEŞ gibi, küresel işbirliği ağı geliştirdiği artık bir gerçek.
· RUSYA’NIN TEHLİKELİ OYUNU…
Rus İmparatorluk Hareketi, Ukrayna’nın doğusunda, Donbass bölgesindeki Ruslar’ın korunması için bölgeye milis yetiştiren kaynak olarak tanındı. Son dönemde Suriye ve Libya savaşlarında adı çok sık duyulan Wagner paralı asker şirketinin önemli insan kaynaklarından biri oldu.
Faşist örgütün lider kadrosunda Vladimir Skopinov, önce Ukrayna’da savaştı, sonra Suriye’ye rotalandı, son olarak Halife Hafter’in yanında Libya’da çatışırken 30 Ocak 2020 günü öldürüldü, odunu bol olsun…
Bu grubun, İsveç neo-Nazi hareketi İsveçliler Partisi ve milis teşkilatı İsveç Direniş Hareketi ile yakın ilişki kurmasından sonra “esnek mülteci kanunları” ile tanınan İsveç, Finlandiya, Danimarka gibi kuzey Avrupa ülkelerinde Müslümanlara dönük saldırıların artması dikkat çekti…
· ABD’DE FAŞİZMİN ÖNLENEMEZ YÜKSELİŞİ…
Slav-Ortodoks kimlik taşıyan bir faşist hareketin, Amerika’daki Gelenekselci İşçi Partisi gibi ( lideri, neo-nazi Mathew Heimbach, Beşar Esed hayranı, onun gibi bir savaş sonrası temiz toplum yaratacağını söyleyen, bu arada eşinin annesiyle ilişki kurup, durumu öğrenen kayınpederini de yaraladığı için içeri tıkılan pisliğin teki) hareketlerle ne işi olabilir ama oluyor…
Afrika kökenli George Floyd’un polis üniforması giyen bir faşist tarafından infaz edilmesinden sonra ülkede patlak veren çatışmaları, Heimbach’ın da düzenleyici liderlerinden biri olduğu 11-12 Ağustos 2017’deki “Sağı Birleştirin” yürüyüşünü unutarak çözümleyemeyiz. Charlottesville/Virjinya’da üç yıl önce bir araya gelen konfederasyoncu, faşist, beyaz milliyetçi, neo-nazi ve çeşitli sağcı milislerden binlerce gösterici, “beyaz ve temiz Amerika için” bayrak açtı.
Bu, en yakın danışmanı, Steve Bannon’un o gösteride toplanmış faşistlerin lideri kimliği taşıdığı Amerikan başkanı Trump’ın döneminde yaşandı…
Bir dönem Beyazsaray baş danışmanlığına kadar yükselmiş bir faşist olarak Steve Bannon’un, 2018’den bu yana, Avrupa’daki aşırı sağcı hareketleri bir şemsiye altında toplamayı hedefleyen “Hareket” isimli bir yapı kurmuş olduğunu da unutmamız mümkün mü, hayır.
· SALDIRGAN DÜNYAYA DOĞRU…
Kapitalizm öngörülen sonuna doğru ilerliyor…
Wall Street’teki finans oligarkları ile Şangay’daki sanayi/ticaret oligarkları arasındaki bağlar yeniden tesis edilse bile her şeyin eskiye dönmesi artık mümkün değil…
Kapitalizm, elindeki parayı yüksek faiz oranları ile kullanamıyor, Çin, tedarik zincirini yeniden hayata geçiremiyor…
Rusya-Suudi Arabistan hattındaki petrol/doğalgaz oligarkları ise artık eski güzel günlere dönüp dönemeyeceklerini bilemedikleri süreç yaşıyor…
Sonuç, milyonlarca işsiz, ekmeğin küçülmesi ve özellikle metropollerin sokaklarının hareketlenmesidir…
Libya’da savaşan Rus faşistlerin maaşını Birleşik Arap Emirlikleri’nin verdiği, Amerikalı neo-nazilerin Suriye’de Müslüman avına çıktığı, İtalyan faşistlerin Ukrayna’da Rus öldürerek dedelerinin intikamını aldıklarını sandıkları garip bir dünya bu…
Anladığım, emperyalizm, faşizmi her zaman olduğu gibi elinin altında tutuyor, Amerika sokaklarında daha büyük bir küresel hesaplaşmanın da ilk provasını izliyoruz…
Kısacası, “büyük alarm dünyası” bu…