İyi evliliklerde eşler; benzer olmayan yönlerinin farkında olmayı, farklı oluşlarını kabullenmeyi ve bu farklılıkları yönetmeyi beceriyorlar. Kötü evliliklerde ise, eşler benzer olmayan özelliklerin getirdiği sorunlar üzerinden kavga edip duruyorlar.
Eşler arasında farklılık meselesinde beş boyut var. Önceki yazımda, ilk iki boyutu tanımlamıştım. Bunlar; “farklılığın az veya çok olması”, diğeri ise “farklılığın ılımlı veya aşırı olması” şeklindeydi. Bugün kalan üç boyutu yazacağım.
Farklılık eş ilişkilerinde merkezi bir özellik mi? Üçüncüsü farklılığın ilişkiyi etkileyen daha önemli özellikler üzerinden olup olmamasıdır. Örneğin farklılık “duyguları yaşama ve ifade etme” üzerinden veya “sakin olma / öfkeli olma” üzerinden ise daha önemli algılanırken, düzenli veya dağınık olmak daha az önemli algılanabilir.
Farklılığı evlilikleri için merkezi bir alanda görmeyen 16 yıllık öğretmen erkek şöyle diyor: “o çok titiz ve ev işlerine önem verir. Detaycıdır, daha görseldir ve görüntüyü sever. Ben ise daha çok uyumlu ve işlevsel olana yönelirim”.
Eşler mutluysa farklılık daha az önemseniyor
Dördüncüsü, evliliklerinden memnun olanlar farklılıkları önemli bir mesele olarak görmezken, kötü olduğunu düşünenler farklılıklara daha fazla vurgu yapıyorlar. Yani farklılık algısı genel evlilik algısına göre küçülüp büyüyebiliyor.
26 yıldır mutlu bir evliliğe sahip kadın sosyolog farklılığı şöyle daha az önemli hale getiriyor: Eşimle merhametli oluşumuz, aynı şeyleri dert etmemiz, başkalarının mutluluğundan mutlu olmamız gibi özellikler açısından benzeriz. Fakat eşim biraz daha gelenekçi, ben biraz daha yeniliğe açığım. Eşim olaylara eleştirisel bakarken, ben biraz daha hoşgörülüyümdür...”.
Farklılıkları nasıl anlamlandırdığımız önemli
Farklılık meselesinde beşincisi boyut ise, eşlerin aralarındaki farklılıkları izah etme modelidir. Eğer bu farklılıkları eşin doğuştan gelen mizaç özelliği olduğunu, sadece kendisine yönelik olmadığını, eşinin bu özelliklerin olumsuzluğunu azaltmak için gayret içinde olduğunu düşünülürse, farklılığa daha az olumsuz atıf yapılıp, kabullenmek kolaylaşır. Eğer Aksine, istemli olduğu, bu ilişki içinde çıktığı, bizatihi kendisine yönelik olduğu, eşin değişim için hiç çaba göstermediği şeklinde bir algılama olursa farklılık kabullenilmez çatışmaya dönüşür.
Farklılıklar; birden çok alanda var ise, aşırı ise, ilişki açısından merkezi özellikler üzerinden yaşanıyorsa, evlilik memnuniyeti düşükse ve eşin bu ilişkide bilinçli seçimi olarak algılanırsa ilişkiyi daha olumsuz etkiler. Eğer farklılık daha az alanda, ılımlı, eş ilişkisi için görece daha az önemli özellikler üzerinden yaşanıyor, evlilik memnuniyeti var ve eşin çocukluktan getirdiği mizaç özelliği olarak algılanıyorsa evliliği daha az olumsuz etkilemesi beklenir.
Mutlu evliler eşleriyle hem benzerliklere hem de farklılıklara atıf yaparken mutsuz evliler aralarındaki farklılıklara odaklanırlar. Mutlu evliler aralarındaki farklılıklara olumlu atıf yaparken, evlilikleri kötü gidenler aralarındaki farklılıklara oldukça olumsuz atıflar yaparlar.