Önceki gün Galatasaray Divan Kurulu’nda Taner Aşkın kürsüye çıkarak milyonlarca taraftarın kulübe üye olmak için bir kampanya başlatılmasını eleştirmiş ve taraftara “Fan” demiş. Fan “Takım tutan kişi” demek. “Taraftar” dururken, niye fan demiş bunu anlamak mümkün değil.
Galatasaray’ın vefakar ve cefakar taraftarı bunu bir hakaret olarak algılayarak, sosyal medyada Taner Aşkın’ı ciddi bir şekilde eleştirdi. Neden bir divan kurulu üyesi taraftarın bu içten isteğine karşı çıkar, bunu anlamak da mümkün değil!
Real Madrid gibi dünyanın en önde gelen spor kulübünün yüz binlerce üyesi var ve kongrelerini Bernabeu Stadı’nda yapıyor. Yönetim kurulları profesyonellerden oluşuyor. Yani o koltuklara ünlü olma sevdasına düşmüşler oturamıyor. Ancak toplanan aidatlarla kulübün kasasına her yıl 100 milyon euronun üzerinde bir para giriyor. Tabi Real Madrid’de yukarıdakiler-aşağıdakiler gibi Türk kulüplerinde olan bir ayrım yok.
Galatasaray kongresinin kulüp üyeliğini taraftara açmak için bir karar alması, Sarı-Kırmızılılar’ın geleceği için en büyük güvencedir.
Şimdi gelelim başkan ve ikinci başkanın açıklamalarına..
Cengiz Özyalçın ikinci başkan olarak akıllara zarar bir demeç veriyor. Avrupa’da ve ligde hüsrana uğramış takımın kupada çeyrek finale kalmasını başarı olarak gösteriyor. Galiba Galatasaray’ın ikinci başkanı olduğunu unutuyor. Sayın Dursun Özbek’e gelince, başkan göreve geldiğinden bu yana o kadar çelişkili demeçler verdi ki, bunları sadece kafa karışıklığı olarak yorumlamak mümkün değil. Bakıyorsunuz bir gün “Messi’yi bile alabiliriz” diyor. Ertesi gün her mevkiye Avrupa’nın en iyi oyuncularının transfer edileceğini ilan ediyor, ardından takımın içi boşaltılıyor. Melo’dan Amrabat’a, Bruma’dan Telles’e ve Burak’a kadar herkes dört bir tarafa dağılıyor.
Bugün Galatasaray ligin vasat takımlarından biri ve yedekleri de Türkiye’nin en zayıflarından oluşuyorsa, bunun sorumlusu Özbek’tir. Bu gidişe en kısa zamanda “dur” deme görevi de Galatasaray üyelerinindir.