azın kızgın güneşin altında, yüksek miktarda radyasyona maruz kalan saçlarınız, güneşin yıpratıcı etkisi sebebiyle ömrünü doldurdu ve artık dökülüyor. İşte bu yüzden saçlarınız daha cansız görünüyor her sonbaharda tıpkı ağaçlar gibi. Nasıl sararıp solan her bir yaprak teker teker yere iniyorsa saçınız da bu mevsimde dökülüyor.
Cildiniz de tıpkı saçlarınız gibi sonbahara girerken zor günler yaşıyor. Havanın serinlemesi, rüzgarın kuzeyden soğuk esmesi ve nemin azalmasıyla birlikte cilt kuruyor. Daha da çok kurutan dondurucu soğuklar başlamadan önce geçiş döneminde cilde nem kazandırılması gerekiyor. Alerjik bünyelerinde bugünlerde işleri biraz zorlaşıyor. İlkbahardaki kadar olmasa da sonbaharda da havada küf, polen miktarı arttığından alerjilerin nüksetmesi sıklıkla görülen sorunlar arasında. Atmosferdeki nem miktarı kış döneminde yüksek olacağından, bu durum eklem ve romatizma hastaları için de bir sorun oluşturacak. Her yağışla birlikte eklemlerindeki ağrı ve sızılar da artacak haliyle...
Sadece saç, cilt ve eklemler değil genel olarak sağlık sorunları özellikle gribal enfeksiyonlar sıklaşıyor bu dönemde. Sebze ve meyveler, güneş ışınları, pozitif enerji, içme suları, her şey azalıyor çünkü sonbaharda. O yüzden “Fakirin dünyası sonbahar gibidir” deniyor. Pek çok açıdan bolluk dönemi değil bu aylar. Yiyecek ve içeceklerin çeşitliliği ve lezzeti azalınca haliyle sağlık açısından da zor günler başlıyor sonbaharda. Bağışıklık sistemi zayıflayınca pek çok hastalığı da beraberinde getiriyor.
Saçlarınız hiç olmadığı kadar dökülüyor mu? Cildinizde kuruluk hissi, hafif hafif gerilmeler başladı mı? Alerjileriniz arttı mı? Kendinizi hafif yorgun, uykulu ve hassas mı hissediyorsunuz? Aman dikkat grip kol geziyor! Alınacak önlemler ise basit.
Azalan bağışıklık sisteminin üzerine birde sıcaklıktaki ani dalgalanmalar tuz biber oluyor. Sıcaklıklar o kadar değişken ki 24 saat içinde bile sabit bir noktada maruz kaldığımız sıcaklık skalası çok farklı. Mesela geceler buz gibi oluveriyor sonbaharda. Gündüz güneşin etkisiyle daha yüksek sıcaklıklara alışan insan bünyesi gece bocalıyor soğuğu hissedince. Ani sıcaklık değişimi bağışıklık sistemine bir darbe daha indirebiliyor bu dönemde. Hava soğudukça kendimizi kapalı alanlara attığımızdan ya da camı pencereyi kapadığımızdan, havasız ortamda virüslere davetiye çıkarıyoruz. Ve salgın başlıyor. O yüzden bu dönemde ilk dikkat edilmesi gerekenler arasında beslenme ve kıyafet seçimi geliyor.
Hava sıcaklıklarındaki dengesiz durum nedeniyle kıyafet seçimi zor. Tek parça kalın kıyafetler yerine, kat kat giyinmeyi tercih etmek gerekiyor. Çünkü sıcak ortamlarda ince, açık havada buz gibi soğuğa maruz kalınca kalın olmak zorunda. Evde ve tüm kapalı ortamlarda bulunanların ise düzenli olarak ortamı havalandırmalılar. Tabii bol sebze ve meyve tüketimi de bağışıklık sistemini destekleyen doğal antioksidanlar olduğundan, vücut direncinizi artırmaya yardım edecektir. Yoksa hava hastalık havası, grip kol geziyor. Haberiniz olsun!