"Türkiye'mizin tam bağımsız, uluslararası gündemi belirleyen, gerektiğinde oyun kuran, gerektiğinde oyunbozan etkin ve müessir bir aktör konumunu güçlendirmek için yılmadan çaba göstereceğiz."
Bu cümleyi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Bey, 14. Büyükelçiler Konferansı'nın açılış töreninde kurdu.
Önceki bakan Mevlüt Çavuşoğlu Bey, bakanlık makamının hakkını veren başarılı bir bakandı. Böylesine başarılı yetkililerden görev devralanların işi daima zordur. Ya en az onun kadar ya da ondan daha başarılı olmak zorundadırlar. Daha doğrusu değerlendirme yapanlar selefine bakarak not verirler.
Uzun yıllar başarılı bir MİT müsteşarlığı/başkanlığı yaparak toplumun hemen her kesimi nezdinde takdir edilen bir üne sahip olmakla beraber Fidan, görevi gereği de gizemli bir şahsiyetti.
Toplum sesini bile merak ediyordu.
Dün 14. Büyükelçiler Konferansı'nın açılış töreninde yaptığı konuşma canlı yayınlandı ve kurduğu cümleleri, ifade şeklini, beden dilini ilk kez görmüş oldu toplum.
Ciddi, güven veren, görevinin ehemmiyetini müdrik, hedefleri net bir profil çizdi.
Türkiye yüzyılının dış politikasını tarif ederken kurduğu şu cümle de fevkalade önemliydi, dedi ki: "Her türlü dış etki alanından bağımsız, medeniyetimizin değerleri etrafında şekillenen, artan imkân ve kabiliyetlerimize dayalı devletimizin ve milletimizin bütünlüğünü, güvenliğini ve refahını güçlendirmeyi hedefleyen ve bölgesinde bir çekim merkezi olan tam anlamıyla milli bir dış politika."
Şu cümlesi de dış politika fotoğrafını okuması açısından önemliydi: "Silahlı çatışmalar, terörizm, düzensiz göç, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı ile iklim değişikliği ve atık krizi gibi çeşitli sınamaların birbirini tetiklediğini ve beslediğini görüyoruz."
Mevcut küresel sistemin "daha karmaşık ve çoklu bir kriz dönemi"ni içerdiğini söyleyen bakan, siber uzay, yapay zekâ ve kuantum başta olmak üzere çığır açan teknolojilerin ekonomi, güvenlik, kalkınma, ulaştırma ve sağlık gibi alanlarda fırsatlar sunduğunu aktararak, söz konusu teknolojilerin güvenlik risklerini de beraberinde getirdiğini, terör örgütleri ve hasım örgütlerce suiistimal edilebildiğini belirtti.
Türkiye'nin uluslararası sistemdeki değişimin önde gelen devletlerinden biri olacağına "Uluslararası sistemin kurulması için diğer ülkelerle birlikte çalışacağız" ifadesiyle yaptığı vurgu da dikkat çekiciydi.
Bu hususta "mütevazı ama istikrarlı" adımlarla ilerleneceğini söyleyerek uçmadığını, gerçekçi olduğunu ihsas ettirdi.
Türkiye yüzyılı istikametinde atılan adımların, bölgemizde barışı ve güvenliği tesis etme, dış ilişkilerimizi yapısal zemine oturtma, refah ortamını geliştirme ve küresel hedeflerimizi ilerletmek olmak üzere 4 temel stratejik hedefe kilitlendiklerini söyledi.
Hakan Fidan Bey, yeni dışişleri bakanı olmuş acemi biri gibi değil yılların diplomatıymış gibi bir izlenim bıraktı.
Terörle mücadele konusunda, Rusya Ukrayna krizinde, tahıl koridoru meselesinde, Suriye, Yunanistan, Kıbrıs, Ermenistan Azerbaycan ve Filistin konularında devam eden politikalardaki kararlılığa temas ederken de tüm bu dosyalara ne kadar hâkim olduğunu göstermiş oldu.
"Temel dış politikalarımız, ilkelerimiz temelinde sorunları çözme, dostlarımızın sayısını artırma ve mevcut dostluklarımızı daha da güçlendirme peşinde olacağız." cümlesi de önemliydi.
Balkanlar konusundaki tespitleri de bir uyarı mahiyetindeydi.
"Türkiye'yi birtakım farazi, tarihten kopuk ve altı boş kavramlar geliştirerek adeta bölge dışı bir güç hatta hasım olarak nitelemek, Balkanlar'da yapılabilecek en vahim hatadır. Bütün Balkan ülkelerinin hatta Moldova ve Ukrayna'nın AB ve NATO üyeliklerinin konuşulduğu bir ortamda Türkiye'nin AB üyelik sürecinin akamete uğratılmış olması stratejik körlüktür. Yeni dönemde Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerine vizyoner bir bakışla yaklaşılması ve sürecin tam üyelik perspektifiyle canlandırılması önem arz etmektedir."
AB ve NATO konusundaki sorgulayıcı ve uyarıcı tespitleri mesaj yüklüydü. Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve vize serbestisinin sağlanması konusundaki çabaların da yoğunlaşarak devam edeceğini dile getirerek muhataplarına kararlılığını hatırlatmış oldu.
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) ve İslam dünyasıyla işbirliği konseyleri ve bölgesel istişare mekanizmalarını da daha etkin ve verimli kullanacaklarını belirtti.
"Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefi"ne yönelik olarak bakanlığın üzerine terettüp eden görevleri ifa sadedinde kararlılığına vurgu yaptı.
Türkiye'nin dünyanın en büyük beş diplomatik ağından birisine sahip olduğunu ve bunu daha da yukarı taşıyacaklarını vurgulayan bakan Bey, "Her an ve her yerde gücümüz yettiğince vatandaşımızın, soydaşımızın, dindaşımızın, akraba topluluklarımızın ve diğer ezilen toplulukların yanında olacağız." diyerek de AK Parti hükümetlerinin dış politikaya ilave ettiği vicdani/insani/ahlaki ilkeyi tekrarlayarak Başkan Erdoğan'ın liderlik ettiği iktidarın dış politikasını özümsediğini göstermiş oldu.
Hakan Fidan dünkü konuşmasıyla tam puan almış oldu.
Başarı diliyorum, Allah utandırmasın!