Fenerbahçe ve Galatasaray elde ettiği galibiyet serileri ile yola dolu dizgin devam ediyor. Fenerbahçe 9 maç 9 galibiyet, Galatasaray 9 maç 8 galibiyet 1 beraberlik aldı. İki takımın oynadığı her maç sonrası rakip teknik direktörlerin açıklamaları benzerlik gösteriyor. Son olarak Teknik Direktör Volkan Demirel de Fenerbahçe maçının ardından aynı düşünceleri farklı sözlerle ifade etti. Fenerbahçe ve Galatasaray, ligin çok üstünde kadrolar kurdu. Belli ki şampiyonluk yarışı bu iki takım arasında geçecek. Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarı, ligdeki çizgi üstü durumu herkesçe kabul edilen takımlarının kadro farkının rakipleri karşısında yenilmez armadalara dönüşmesinden memnun.
Kadro, kalite farkı lig yarışındaki diğer takımlarca adeta peşinen kabullenildi. İstisnalar ise şampiyonluk tarihi olan Beşiktaş ve Trabzonspor ile iddialı başkanları Murat Sancak öncülüğünde Adana Demirspor Kulübü.
-Peki sizce bu durum sağlıklı bir durum mu?
-Bu iki takımın kadro kalitesindeki çıta nasıl yükseldi?
Aslında bu soruların cevabı belli. Devasa borçları olan bu iki takım bu sezon seferber ettikleri ekonomik imkanlar ile yeni kadrolara büyük yatırımlar yaptı. Fenerbahçe bu sezon elde ettiği rekor transfer geliriyle Ali Koç'un kişisel olarak sağladığı dev sponsorluk gelirini; Galatasaray ise gayrimenkul projelerinden elde ettiği ve akıllara durgunluk veren yeni sponsor gelirlerini bu dev kadroları kurabilmek için harcadı.
Bu iki takımın borçlarında ise hiçbir azalma yok!
-Yani bu gelirler ile devasa borçlar ödenmedi!
-Hatta yeni borçlar edinildi! Kulüp yönetimleri Türk lirası cinsinden borçlarını Euro bazında ifade ederek camiaya mevcut borçlarının azaldığını beyan etse de bu iki kulübün borçları Türk Lirası cinsinden katlanarak artmaya devam ediyor. Yani bu iki kulüp, mevcut borç sarmalı genişleyip ekonomik şartları kötüleşirken ligin üstündeki bu kadroları kurdu.
Artık Rus Ruleti zamanı!
Şampiyon olamayan takım, sezon sonunda ekonomik açıdan dağılacak. Şampiyon takım ise Şampiyonlar Ligi ile yaralarını sarıp bir sezon daha bu ölümcül durum ile yaşayacak ve şampiyonluğu kaçırdığı ilk sezonun ardından ekonomik açıdan çökecek.
Peki ya Anadolu takımları?
-Fenerbahçe ve Galatasaray takımlarına rakip olabilir mi?
-Onların durumu ne?
Anadolu Kulüplerinin de kendilerine göre devasa borçları var ve hiçbiri gelirlerini arttıramıyor. Hiçbirine milyar liralık inşaat projeleri yapmaları için devlet eliyle gayrimenkuller verilmiyor. Hiçbirinin Fenerbahçe ve Galatasaray gibi ciddi sponsorluk gelirleri yok. Güçlü sponsoru olan kulüp sayısı bir elin parmağı kadar az. Samsunspor bunlardan biri. Ancak Kulüp Başkanı Yüksel Yıldırım ile Samsunspor ayağını yorganına göre uzatan bir kulüp. Adana Demirspor Murat Sancak başkanla iddialı olsa da onun da gücü bir yere kadar. Geçen sezonlarda rekabet gücü gösteren Karagümrük gibi stadı olmayan kulüplerin yanı sıra dev statlara sahip olup da maçlarını binden az seyirci önünde oynayan, ligde hiçbir iddiası olmayan kulüpler de var. Sattıkları futbolculardan milyonlarca dolar elde eden Anadolu takımı son yıllarda tek tük. Futbolcu üretip satan Eskişehirspor, Bursaspor, Gençlerbirliği, Gaziantepspor'un yerinde yeller esiyor. Kısaca Anadolu kulüpleri can çekişiyor. Üst sıraları zorlayan Anadolu takımları bile hafif bir ekonomik dalgalanma ile bir anda küme düşme potasına girebilir. Bu kulüplerin şampiyonluk yarışında Fenerbahçe ve Galatasaray karşısında hiçbir iddiası olmayacaktır.
Beşiktaş ve Trabzonspor bu kapsamda ele alınmayacak ekonomik büyüklüğe sahip Kulüpler. Ancak ne Beşiktaş ne de Trabzonspor, Fenerbahçe ve Galatasaray gibi ligin üstünde kadrolarla ölümcül bir rekabete girmediler. Böylesine çarpık bir futbol ortamında, önümüzdeki yıllarda Fenerbahçe ve Galatasaray'ı yine çizgi üstü kadrolarla birbirlerine karşı rekabet içinde görebiliriz ama onların karşısında tutunabilecek kaç rakip olacağı meçhul.
-Peki bu durum sürdürülebilir mi?
Bence bunun böyle devam etmesi mümkün değil. Dev kadrolara yapılan dudak uçuklatıcı yatırımların ekonomik bir karşılığı yok. Olsaydı bir iki milyon dolar için Cumhuriyetin 100.Yılında bu kulüpler Suudi Arabistan'da süper kupa finaline gitmezdi. Ne Galatasaray'ın inşaat projeleri ne Ali Koç'un sağladığı dev ekonomik destek bu kulüpler için süreklilik arz etmeyecek. Şampiyonlar Ligine katılan takımlarımızın elde ettiği ekstra gelirler hem borçları ödemeye hem de her sezon ligin üstünde kadrolar kurmaya yetmez. Bu durumda iddialı kadrolar kuran bu takımlar için tek çıkar yol var: Mevcut dev borçlarının ötelenmesi ve zamana yayılan bir ödeme planı oluşturulması. Böyle bir şey mümkün mü? Anadolu Kulüpleri buna ne der ve rekabet kantarının ayarı daha da kaçar mı? Bunu zaman gösterecektir.
Bu fikirlerime karşılık, futbolseverler, "İngiltere, Fransa, Almanya'da durum farklı mı? Ligi bir ya da iki takım domine etmiyor mu?" diye soracaktır. Bu soru doğru bir soru olur ama bu ligleri domine eden takımların diğerlerine yenilme, berabere kalma ihtimali bizim bu sezon karşılaştığımız tablo ile izah edilemeyecek kadar yüksek. Bizde ligimizi domine eden Fenerbahçe ve Galatasaray'ın diğer takımlarla mağlubiyet ve beraberlik olasılıkları yok denecek kadar düşük seyretmekte.
Futbolu, ihtimaller oyunu olarak kabul ediyorsak Fenerbahçe ve Galatasaray'ın rakipleri karşısında bu denli ezici favoriler oluşunu da kabullenmeliyiz. Görünen o ki sonunda lig Fenerbahçe ve Galatasaray'ın sadece birbirine puan kaybetme ihtimali olan bir yarışmaya dönüşecek gibi. Bunun futbol seyri açısından nasıl bir tadı olur, bilemem. Ancak şunu rahatlık söyleyebilirim ki bu iki takımımız mucizeler olmazsa ancak birbirine puan kaybedecektir. İlk hafta Kayserispor'un Galatasaray'dan aldığı puanın zorluğunu şimdi daha iyi idrak ediyoruz. Bakalım böyle bir mucize bir daha gerçekleşebilecek mi?