Son zamanlarda çocuklara “mental aritmetik” kursları veren kişi ya da kurumların sayısı o kadar çok arttı ki, eğitimle ilgilendiğimi ve matematik kökenli olduğumu bilen bazı dostlar, çocuklarını “mental aritmetik” kurslarına gönderip göndermemeleri hakkındaki kanaatimi soruyorlar.
Mental aritmetik adı altında çok farklı kurslar var. Bunların hepsini bağlayan bir değerlendirme yapmam mümkün değil. Muhtemelen bu işi sırf kolay para kazanmak için yapanlar olduğu gibi, bu şekilde çocuklara yardımcı olduklarına gerçekten inanan kişiler de var. Amacım kimseyi incitmek değil, ailelere rehberlik etmek.
Zavallı çocuklar
Birkaç hafta önce bir TV kanalında mental aritmetik yarışmasında derece alan çocuklar vardı. TV moderatörü, mental aritmetiği hiç sorgulamadı ya da sorgulayan kişilere bağlanmadı. Ardından çocuklar, tuhaf el ve kol hareketleri eşliğinde çeşitli sayıları toplayıp çıkardılar.
Eğitimde ezberin gerekliliğini savunan bir matematikçi olarak, çocukların bu davranışlarının matematikle hiçbir ilgisinin olmadığını biliyorum. Evet, çocukların bir takım aritmetik işlemleri zihinlerinden yapması gereklidir. Ancak bizim çocuklardan beklediğimiz ve profesyonel matematikçilerin de kullandığı beceriler, bildiğimiz küçük sayılar arasındaki bir takım temel ilişkilerdir. Klasik eğitim, çocuklara çarpım tablosu ezberlettirerek ve iki-üç basamaklı bir takım sayıları toplamayı öğreterek bu işi halletmektedir. Zaten matematik tarihi, aritmetiği iyi yapamayan ünlü matematikçilerle doludur!
Geçen gün bir arkadaşımdan duydum. Bir özel kursa giden ilkokul öğrencisine ceza olarak, tam 3.500 adet aritmetik sorusu çözme ödevi verilmiş.
El insaf! Yazık değil mi zavallı çocuğa?
Uzun boylu psikolojik ya da pedagojik analiz yapmaya gerek yok; çocuğa bu kadar çok işlemler yaptıran bir kişinin matematik ve öğretmenlikten anlamadığına kesinlikle emin olabilirsiniz...
Matematik nedir?
Matematik, sayı sayma ya da sayıları hızlı toplama ve çıkarmadan ibaret değil.
Matematik, sayılar ve matematiksel nesneler arasındaki ilişkileri kavratarak doğru akıl yürütmeyi öğretmektir. Çocuklara bazı anlamsız el ve kol hareketleri yaptırmak, çocuğun matematiği kavramasına yardımcı olmadığı gibi, yanlış bir matematik algısı geliştirmesine de yol açabilir.
Matematik binlerce yıllık bir geçmişi olan bir etkinlik. Bizim ilkokul çocuklarına öğrettiğimiz konuların geçmişi, asırlar öncesine kadar gidiyor. Kadim kültürler tarafından da bilinen konu ve ilişkileri öğretiyoruz. Örneğin, ilkokul ve ortaokulda öğrettiğimiz geometri, milattan önceye dayanıyor. Dolayısıyla adına “mental aritmetik” veya başka süslü bir şey diyerek, matematiği yeni gibi sunmak doğru değil.
Buna şöyle itiraz edilebilir: Matematiğin kendisi klasik ama öğretim tarzları, yeni olabilir. Bu, doğru ama bu “yeni”ye ne ihtiyacımız var? Öğretmen ve akademisyen arkadaşlardan edindiğim izlenim şu: Bu kurslarda doğru ve yeni şeyler bir arada. Fakat doğru olanlar için böyle bir kursa ihtiyaç yok, klasik yöntemlerle çocuklar zaten o ilişkileri kavrayabiliyorlar. Dolayısıyla yeni olanlara zaten ihtiyacımız kalmıyor!
VIP yolu
Matematiğin ne olup olmadığını uzun uzun tartışabiliriz. Fakat bugün bir takım kursların sayısının artmasının önemli sebebi de, kültürel olarak kısa yoldan bazı şeyleri elde etme isteğimiz. Kısa yoldan zengin olmak, matematiği öğrenmek, yabancı dil öğrenmek, vs.
Oysa matematiği öğrenmek ve öğretmek için bir kısa yol yok! Nerden mi biliyorum?
Kral Batlamyus, kadim matematikçi ve Elementler’in yazarı Öklit’e bir gün geometri öğrenmek için kısa bir yol sormuş. Öklit’in cevabı, matematik tarihine kazınmıştır: “Geometri öğrenmek için bir kraliyet yolu yoktur!”
Sevgili matematikçi Ali Nesin’in tavsiye ettiği gibi, çocuğunuzun matematiğinin gelişmesini istiyorsanız, onları edebiyatla tanıştırın. Bu arada, çocuklara tuhaf el ve kol hareketleri yaptırmak yerine, düzenli spor ya da düzgün kültür-fizik yaptırın lütfen.