Kurban Bayramı’nı geride bıraktık. Buradan bir kez daha bu kutsal bayramı tebrik edelim ve iyilik ve huzur dileklerimizi iletelim. Bayramın hemen öncesinde ülkemizi sarsmayı hedefleyen ekonomimize saldırı dalgasını başarıyla püskürttük ve Eylül ayına kriz yönetimi alanında örnek olabilecek bir fotoğrafla birlikte giriyoruz. Küresel fotoğrafa baktığımız zaman ise ABD’den gelen iç ve dış konulu haberlerin de ışığında başka bir denkleme geçtiğimizi görüyoruz.
ABD Başkanı Donald Trump ile ilgili olarak ABD yargısı, istihbarat kurumları başta olmak üzere ABD’nin belli başlı oyuncularının “gemileri çoktan yaktığına” şahitlik ediyoruz.
Trump’ın eski avukatı Michael Cohen’in FBI ile işbirliği yapması ve ABD Başkanı’nın talimatı ile suç işlediğini itiraf etmesi ve ardından kampanya direktörü Paul Manafort’un kampanya finansmanına ilişkin suç işlediğini kabul etmesi, Trump’ı siyasi hayatının en kırılgan dönemine getirdi.
Son olarak ABD Adalet Bakanı Jeff Sessions ile Trump’ın arasında sosyal medyaya da taşınan söz düellosuna tanık olduk. Köprüleri atıyor belli ki ABD yargısı ülkenin tepesindeki isimle.
Trump’ın bu gelişmeler üzerine FOX kanalına yaptığı açıklamalarda sarfettiği kendisine yönelik girişimlerin ekonomik faturasının ağır olacağı yönündeki sözleri;
Şimdiki avukatı Rudy Guillani’nin de başkanın görevinden azledilmesi durumunda seçmenlerinin ayaklanacağı şeklindeki ifadeleri…
ABD’de garip şeyler oluyor.
İran’a yönelik yaptırımlarının yanısıra çok sayıda ülkeye dönük yaptırım ve ek vergiler kararları.
Yine son olarak Kuzey Kore ile ABD arasında varılan uzlaşıdan Trump’ın geri adım atması…
Çok cepheli bir müdahale ile çok kutuplu dünyanın lideri olma kavgası veriyor ABD.
Ve bunu ülkenin en tepesindeki ismin her geçen gün daha çok saldırı ile karşılaştığı, bizzat kendi iç dengelerinin başkanı hedeflediği bir dönemde yaşıyor.
İttifaklar, çatışma alanları hızla değişiyor. Bazen bir konuda rakip olan ülkelerin bir başka konuda sıkı müttefik olduğuna tanık oluyoruz.
Dengeler hızla değişiyor.
Ülkemiz ise bulunduğu noktada sapasağlam, sarsılmadan duruyor.
Gezi olayları, 17-25 Aralık yargı darbe girişimi, 15 Temmuz darbe girişimi ve son ekonomik saldırı başta olmak üzere ülkemize yönelik her türden saldırı girişiminin, Cumhurbaşkanımızın liderliği ve milletimizin direnciyle nasıl başarısızlığa uğratıldığına tüm dünya şahitlik etti.
Yeni süreçte de çok farklı ülkelerin ve uluslararası kurumların Türkiye ile işbirliğine ihtiyaç duyacağını göreceğiz.
Eylül ayı çok yoğun bir diplomatik trafik ile başlıyor ülkemiz için.
Önemli gelişmelere gebe.